Demiröz, “Uzman bir diyetisyen takibinde sağlıklı beslenme programı hazırlanmalı. Hazırlanacak çalışma sağlıklı kilo vermeyi sağlar” dedi.
Kilo sorunu olan birçok kişi zayıflamak için elinden geleni yapsa da uğraşlar bazen istenildiği üzere sonuçlanmıyor. Uzmanlar, sağlıklı bir beslenme ve diyet programı olmadan yapılan teşebbüslerin kilo alımıyla sonuçlandığına dikkat çekiyor. Diyetisyen Melda Demiröz, “Kilo vermek için beslenme programına dikkat edilmesi gerekiyor. Diyetisyen takiplerinin nizamlı biçimde yapılması gerekiyor. Şayet tek sorun yanlış beslenme değilse; diyetisyen-hekim-psikolog- antrenör üzere bir çok alanlı çalışma gerekebilir. Bu çalışma sağlıklı ve hayat uzunluğu korunabilecek biçimde kilo vermeyi sağlar” dedi.
Diyetisyen Melda Demiröz, kilo vermek isteyenlerin dikkat etmesi gereken püf noktaları şöyle anlattı:
Kan değerlerinize baktırın
Birinci iş olarak; Tiroid hormonları, D vitamini, insülin direnci, cinsiyet hormonları üzere bedellerde bir sorun olup olmadığına bakılması ve sonrasında hakikat beslenmeyi öğrenmek için kesinlikle bir uzman tabibe başvurulmasını öneririm. Bireylerin kan kıymetlerinde kilo vermeye sebep olan sorunlar olabilir, bazen bu durum tedavi edilmeden kilo vermek imkânsız hale gelir. Doktor, tahlilleri değerlendirip, ilaç tedavisine gerek olup olmadığına karar verecek, akabinde diyetisyene yönlendirecektir.
Yağı azaltın!
Çok yağlı ve berbat yağlar içeren yiyeceklerden, bilhassa de kızartmalardan uzak durulmalı. Yemeklerin büsbütün yağsız değil, az yağ kullanarak pişirilmesine dikkat edilmeli. Et yemeklerine ekstra yağ eklenmemeli. Tavuk ve balığın derisi ile etin yağı tüketilmemeli. Bunlar az yağlı olarak tercih edilmeli.
Şeker bağımlılığından kurtulun
Şeker en tatlı zehirdir. Şeker birçok hastalığa neden olduğu üzere kilo vermenin önünde büyük pürüzdür. Bu yüzden şekerli yiyecek ve içecekler minimuma indirilmeli. Kimi beşerler şekeri azaltın dediğimizde, çaya şeker atmadıklarından bahsediyor. Pastadan, kurabiyeye, gofretten meyveli yoğurda ve pek çok kahvaltılık gevreğe kadar pek çok yiyecekte şeker var. Şekeri minimuma indirirsek sorunun büyük ölçüde önüne geçmiş oluruz.
Beyaz una dikkat!
Beyaz ekmek, poğaça, açma, simit üzere hamur işleri ve daha pek çok beyaz un içeren yiyeceği minimuma indirilmeli. Sağlıklı tahıllara geçmek gerekiyor. Bulgur, esmer pirinç, karabuğday, kinoa, tam buğday- tam çavdar ekmeği üzere yüksek tahıllı ekmekler kaliteli, sağlıklı ve lif oranı yüksek tahıllardır. Beyaz unlu yiyeceklerin yerini bunlar almalı.
Alınan besinlerin etiketlerini denetim edin!
Satın alınacak yiyeceklerin etiketleri kesinlikle okunmalı. Tükettiğimiz besinlerin içeriğinde nelerin olduğuna dikkat etmeliyiz. Bu artık alışılması gereken bir mevzu. Markete girdiğimizde raftan aldığımız eseri direk alışveriş torbasına koyuyoruz. Bu yanlış. İnsanların pek çok eseri, yıllarca sağlıklı sanarak yahut içinde şeker olduğunu yahut tuz olduğunu bilmeden tüketiyor. Diyet diye lanse edilen yahut sağlıklı olan yiyeceklerin bile içerisinde sanılanın bilakis daha fazla yağ, şeker yahut kalori olabilir.
Örneğin tahin-pekmez sağlıklı bir yiyecektir fakat yüksek güçlüdür. Porsiyonuna dikkat edilmelidir. Örneğin diyet bisküviler daha düşük kalorilidir lakin birçok vakit onlar da şeker içerir ve standart bisküvilere oranla güçleri %25 azaltılmıştır, bu yüzden sınırsız tüketilmeleri kelam konusu değildir.
Öğünlerinizi kesinlikle düzenleyin
Günde 3 ana öğün, 2-4 küçük orta öğün tüketilmeli. Hoş ve sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlamak, tüm gününün ve yapılan işlerin kalitesini yükseltecektir. Ağır olmayan ancak protein-lif-karbonhidrat sağlıklı bakımından kâfi öğlen ve akşam yemekleri tüketmeye dikkat edilmeli. Orta öğünlerde de yeniden çiğ kuruyemişler, meyveler, süt eserleri üzere besinlerden dayanak alınabilir. Tatlı gereksinimini kuru meyvelerle yapılmış şekersiz tatlılarla yahut kaliteli bitter çikolata ile karşılanabilir. Natürel ki hangi besinin hangi içeriğe sahip olduğu ve ne kadar tüketmek gerektiğinin hakikat bilgilerini de tekrar bir uzmandan öğrenmek mümkün.
Öğünlerin saatlerini düzenleyin
Daima tıpkı saatlerde öğün yapmak alışkanlık haline getirilmeli. Bu çok da üzerinde durulmayan bir bahis fakat insülin istikrarı ve münasebetiyle kilo verme açısından bu çok kıymetli.
Kabızlıktan kurtulun
Günlük tertipli olarak probiyotik tüketmek kabızlık sorununun önüne geçecektir. Kefir, probiyotik yoğurt yahut eczanelerde satılan probiyotik tozları kullanmak çok değerli. Bilinçsizce yapılan diyetler, çok düşük yağlı beslenme de kabızlığa sebep olur. Kesinlikle bu hususlara da dikkat edilmeli.
Meyveyi abartmadan tüketin
Meyve hayatımızda büyük yere ve kıymete sahip. Vitamin, mineraller ve lif içerdiği için sağlıklı fakat, meyvenin de fazlası şekerli ve ziyanlı. Kilo verme periyodunda meyve günde 2-3 porsiyonla hudutlu tutulmalı. Meyve sıfıra indirilmemeli fakat sistemli tüketilmeli.
Sağlıklı zayıflama için spor şart!
Sağlıklı kilo vermek isteyen bireyler, hayatlarının tamamına sporu yaymalı. Günlük 10 bin adımı hedeflenmeli, her gün en az 30-40 dakika tempolu yürünmeli. Spor salonuna gitmeden de bunu başarmak mümkün. Akıllı telefon uygulamaları meskende yapılabilecek antrenman görüntüleriyle dolu. Sokaklar ve parklar yürüyüş alanıyla dolu. Araç kullanımını azaltılmalı ve bol bol hareket edilmeli.
Tertipli uyku alışkanlığı edinin
Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu kâfi salgılanmazsa kilo vermeyi engelleyebiliyor. En ağır salgılandığı saat aralığı 23:00-04:00 ortası. Bu saatlerde bireyler kesinlikle uyumalı. Uyku ile kilo verme alakası birçok vakit göz gerisi ediliyor ancak hem hormonal istikrar, hem de iştah istikrarı için son derece değerli.
Hayatınızdan gerilimi uzak tutun!
Gerilimli anlarda kortizol hormonu salgısı artıyor ve bu hormon bedende yağ depolanmasını artırıyor. Ayrıyeten gerilim çok yeme isteğine ve tıkınırcasına yemeye sebep olarak da kilo alımına sebep olabilir. Antrenman ve meditasyon yapılmalı. Nefes tertibi denetim edilmeli.
Israrlarla başa çıkın!
Yedirme-içirme ısrarı hakikaten kültürel olarak ülkemizde inanılmaz yaygın bir olay. Şeker hastası olan birine “bir şey olmaz, ye gitsin” diyerek bir tabak baklava yedirmek isteyip, şeker komasına sokanları bile etrafımızda rahatlıkla görebiliriz. Hatta farkında olmadan biz de arkadaşlarımıza, eşimize, çocuğumuza bunu yapıyor olabiliriz, lütfen bunun farkındalığında olalım. Bu güzellik yapmak değil, hakikaten kötülük yapmak. Etraftan gelen ısrarlarla başa çıkarsak nitekim başarılı olabiliriz.
Evvel sıhhate, sonra imaja odaklanın!
Herkes sırf dış görünüşü için yediklerine dikkat etmeye yahut kilo vermeye çalışır. Meğer kişi sıhhatini kaybettiğinde imaj umurunda bile olmaz. Zayıflamak uğruna ziyanlı yollara başvurulmamalı. Yavaş yavaş kilo verecek bile olsan her vakit sağlıklı yiyeceklerle beslenerek sonuca ulaşmaya çalışmak daha yanlışsız olacaktır. Yüksek protein diyetleri, karbonhidratsız diyetler, şok diyetler kısa vadede süratle kilo verdirse de uzun vadede sıhhate ziyanlıdır.
“Kilo vermeye giden her yol mübah değildir” diyen Diyetisyen Melda Demiröz, “Kilo verirken sağlığımızdan olmayalım. Kilo vereceğim derken sıhhati ve enerjiyi kaybetmeyelim. Uzman dayanağı alarak kilolardan kurtulalım” sözlerini kullandı.
