SİNDİRİM sistemi hastalıklarındaki son gelişmeler ve tedavi tekniklerinin konuşulduğu Dünya Gastroenteroloji Kongresi (WCOG), bu yıl İstanbul‘da yapılıyor. Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Serhat Bor, “Kongreyi İstanbul’a alabilmemizde Türk dizilerinin tesiri büyük. Dernek sekreterinin annesi, Türk dizisi hayranı çıktı” dedi.
Türk Gastroenteroloji Derneği ve Dünya Gastroenteroloji Tertibi tarafından 21- 24 Eylül’de İstanbul’da, Dünya Gastroenteroloji Kongresi düzenlendi. Türk Gastroenteroloji Derneği Lideri Prof. Dr. Serhat Bor, kongrenin Türkiye’de düzenlenmesinin kolay olmadığını söyledi. Bor, “Kongreyi İstanbul’a alabilmemizde Türk dizilerinin tesiri çok büyük. Pakistan’dan Amerika’ya, pek çok meslektaşım yahut yakınları, Türk dizilerinin fanı. Pakistan’a gitmiştim; bir meslektaşım, bana bir dizinin sonraki kısımlarını sordu, şaşırdım. Lübnanlı öbür bir meslektaşımın kızı, yalnızca dizileri daha kolay izleyebilmek için Türkçe öğrenmeye başlamış. Bu kongreyi bir arada düzenlediğimiz Dünya Gastroenteroloji Derneği’nin sekreterinin annesi, Türk dizilerinin hayranı çıktı. 170 ülkede gösteriliyor bizim diziler. Birinci sefer bilim dünyasına da katkısını görmüş olduk” dedi.
‘MİDE KORUYUCULAR, HASTAYA NAZARAN AYARLANMALI’
95 ülkeden 2 bin 500’den fazla hekimin katıldığı kongreyle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Bor, mide asit salgılayışını azaltıcı, ‘proton pompası inhibitörü’ olarak isimlendirilen ilaçların Türkiye’de şeker üzere yutulduğunu söyledi. Bor, “Yılda 82 milyon kutu mide esirgeyici ilaç kullanılıyor. 600 milyon lira bütçe demek bu; fakat herkes kullanıyor. Yarar gören de görmeyen de. Antibiyotik yahut ağrı kesiciler üzere komşudan duyup, mide esirgeyici alanlar var. Meğer mide koruyucular, herkese değil hastaya nazaran ayarlanmalı ve kullanılmalı” diye konuştu.
Hastanın kullandığı ilaçtan yarar görmüyorsa Barrett hastalığı üzere özel yemek borusu hastalığı yoksa ve mide kanaması geçmişi bulunmuyorsa mide esirgeyici kullanmasının anlamsız olduğunu belirten Prof. Dr. Bor, şöyle devam etti:
“Yerinde ve dozunda kullanıldığında uzun vadeli kullanımda değerli bir yan tesiri yok. Kanserle alakalı çalışmalar olsa da bu türlü bir tesirden kesin olarak kelam edemiyoruz. Osteoporoz riski için ise teklifimiz şu; risk son derece düşük olmakla birlikte osteoporoz gelişirse hasta mide koruyucudan yarar gördüğü sürece ilacı kesmeyip osteoporozu tedavi etmek daha mantıklı. Meslektaşlarımız da her ilaç yazdığı hastaya yanında mide kollayıcı reçete etmemeli. Nitekim hastanın şikayeti varsa yazılmalı.”
