Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür, sepsiste erken ve hakikat tedavinin hayat kurtardığını söyleyerek, “Hastanın birinci 1 saat içerisinde tedavisine başlanmazsa mevt oranı yüzde 60 artar” dedi. Prof. Dr. Temür, ayrıca bilinçsiz antibiyotik kullanımının sepsis tedavisini güçleştirdiği ikazında bulundu.
Dünya Sıhhat Örgütü tarafından 2017 yılında sepsisin tehlikeli hastalık olarak kabul edildiğini hatırlatan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Sibel Temür, halk ortasında kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsisin bedende oluşan enfeksiyona bağlı bağışıklık sistemini çökerterek organ yetmezliğine neden olduğunu söyledi.
13 Eylül Dünya Sepsis Günü hasebiyle Prof. Dr. Sibel Temür, hastalığı tedbire, teşhis ve tedavi yolları hakkında bilgi verdi. Sepsisin bedenin enfeksiyona karşı gösterdiği denetimsiz ve abartılı karşılık sonucunda, kendi doku ve organlarına ziyan vermeye başlamasıyla ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Temür, enfeksiyona bağlı bağışıklık sistemini çökerten sepsisin, birinci 1 saat içerisinde tedavisine başlanmazsa mevt oranının yüzde 60 artacağını vurguladı.
HER 4 SANİYEDE BİR KİŞİ SEPSİSE BAĞLI ÖLÜYOR
Sepsisin her yaş kümesi hastalığı olabileceğini belirten Prof. Dr. Sibel Temür, “Dünyada her yıl 30 milyon bireyde sepsis gelişiyor, 8 milyon kişi sepsis nedeniyle hayatını kaybediyor. Yani ortalama 3-4 saniyede 1 kişi sepsise bağlı hayatını kaybediyor” dedi. Prof. Dr. Sibel Temür, sepsisin bilhassa; 60 yaş ve üzerindekilerde, bir yaş altı bebeklerde, diyabet hastalarında, dalağı alınmış bireylerde, HIV/AIDS hastalarında, alkoliklerde, kronik hastalığı olanlarda (özellikle kalp, akciğer, karaciğer, böbrek hastalıkları ve onkolojik hastalıklar) bağışıklık sistemi zayıf olduğu için ömür kaybı riskinin arttırdığını vurguladı.
BİRİNCİ 1 SAAT HAYAT KURTARIYOR
Sepsis tedavisinde öncelikle sıhhat çalışanlarının bilgili olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Sibel Temür, “Acile başvuran bireylerde birinci 1 saat içinde sepsise bağlı tedavinin başlaması çok değerli. Sepsise bağlık vefat oranı yüzde 10 ile 60 ortasında değişmektedir. Birinci 1 saat içinde tedavi başlarsa bu oran yüzde 10’dur. Ancak tedaviye geç başlanırsa bu oran yüzde 60’ı bulmaktadır” ihtarında bulundu.
SEPSİS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Tüm dünyada, sepsisin erken teşhisinde acil SOFA değerlendirmesinden yararlanılıyor. Elde edilen sonuçlar ışığında kuşku duyulan olaylar için kesin teşhis koymak üzere çalışmaya başladıklarını anlatan Prof. Dr. Temür, “Hastalarda bakılan üç bulgu var. Bu üç bulgundan ikisinin müspet olması sepsisten şüphelenmemiz için kafidir. Birincisi şuur bulanıklığı, ikincisi sistolik kan basıncının 100’ün altına düşmüş olması üçüncüsü ise teneffüs sayısının olağanın üzerinde seyretmesidir. Her enfeksiyon sepsis değildir. Hastada organ yetmezliğiyle birlikte seyretmesi gerekiyor” dedi.
TEDAVİ NASIL OLMALI?
Birinci 1 saat içinde birçok bakteri tipine tesir eden geniş spektrumlu antibiyotik tedavisine başlanması çok kıymetli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Temür, “Maalesef ülkemizde antibiyotiklerin yanlış kullanılıyor olması ve bu ilaçlara direnç gelişmesi sepsis tedavisinde bizim elimizi zayıflatıyor. Kültür sonuçlarına nazaran süratli bir formda spesifik antibiyotik geçiş yapılmalıdır” sözlerini kullandı.
HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN ŞAHSÎ HİJYENE DİKKAT EDİN
Sepsisin bulaşıcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Temür, “Enfeksiyon oluşmaması için önlem almalıyız. Şahsî hijyen çok değerli. Elleri sistemli yıkamalıyız. Ameliyat yahut doğum sonrası yani bağışıklık sisteminin düştüğü durumlarda bireyler için özel şartlar gerekiyor. Bireydeki enfeksiyonun kaynağına nazaran sepsis bulaşışı olabilir” diye konuştu.
– İstanbul