GERİLİM ve sistemsiz ömrün olduğu meslek kümelerinde kalp ve damar hastalıklarını daha çok gördüklerini belirten Kardiyoloji Uzmanı Begüm Öztürk, “Üst seviye yöneticiler, milletvekilleri, siyasetçiler, muhabirler, tabipler tehlike altında. Kişi mesleğini değiştiremez lakin gerilimi yönetmeyi öğrenmelidir” dedi.
Kalp damar hastalıklarının en değerli nedenleri ortasında gerilim faktörü görülüyor. Fizikî aktivite eksikliği ve sigara ise bu riski daha da artırıyor. Türk beşerinin gerilimi yönetme konusunda zorlandığını belirten Medicana Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Begüm Öztürk, bu hastalığın tehdit ettiği meslek kümeleri ve alınması gereken tedbirleri sıraladı.
EN KIYMETLİ NEDENİ İSE STRES
Gerilimin ve sistemsiz hayatın olduğu meslek kümelerinde kalp ve damar hastalıklarının başka bireylere oranla daha çok görüldüğünü söz eden Uzm. Dr. Begüm Öztürk, “Üst seviye yöneticiler, milletvekilleri, siyasetçiler, muhabirler, doktorlar… Bu meslekleri yapan şahıslarda sistemsiz ömür çok ağır olduğundan kalp ve damar hastalıkları çok sık görülüyor. Bunun en kıymetli nedeni ise gerilim. Gerilimi de fizikî aktivite eksikliği ve sigara takip ediyor. Maalesef bu mevzuda Avrupa ülkelerinden daha farklıyız. Gerilimi yönetmeyi bilmiyoruz ve öğrenmeliyiz. Kişi gerilim idaresinde yetersiz kalıyorsa profesyonel yardım almalıdır” diye konuştu.
NEDEN BU MESLEKLERİ ETKİLİYOR?
Üst seviye yöneticiler, milletvekilleri, siyasetçiler, muhabirler, tabiplerin sorumluluk sahibi olduğundan duygusal olarak baskı altında kaldıklarını belirten Uzm. Dr. Begüm Öztürk, “Bunun yanında uzun mesai saatleri, toplantılar, seyahatler buna neden oluyor. Mesela seyahatlerde besin olarak alışılagelmişin dışında beslenme var. Maalesef ‘hayır’ diyemeyen bir milletiz ve gittiğimiz yerde sıhhatimize uygun olmayan yiyecekleri tüketiyoruz ve bunun yanı sıra hareketsiziz gün içinde devamlı araç kullanılıyor. Fizikî aktivite idman az. Bunların yanına bir de sigara eklenince kalp damar hastalıkları riski artıyor. Bu meslekleri yapan bireylerde kalp damar hastalıklarından mevt başkalarına nazaran çok daha fazla görülüyor” tabirlerini kullandı.
SIHHATİNİZİ GERİ PLANA ATMAYIN!
Kişinin mesleğini değiştiremeyeceğini fakat gerilim idaresini öğrenerek risk faktörünü azaltabileceğini anlatan Uzm. Dr. Öztürk tavsiyelerini şöyle sıraladı:
“Kişi gerilimi yönetmeyi öğrenmelidir. Gerilim idaresi için sporla, sanatla uğraşabilir kendimize vakit ayırabiliriz. Elinizi, yüzünüzü yıkayıp dışarı çıkın, ortamınızı değiştirin. Bunun yanı sıra sağlıklı beslenmeyi öğrenin. Öncelikle sağlıklı olmayı istemelisiniz. Kişi maalesef ağır çalışma ortamlarında sıhhatini hayatının geri planına atıyor. Ancak sıhhatiniz olmazsa mesleğiniz de olmaz. Vereceğiniz hiçbir kıymet sıhhatiniz kadar değerli değil. Sağlıklı olmak isteyen insan antrenman yapar, sağlıklı beslenmeye çaba eder. Sigara üzere berbat alışkanlıkları bırakmaya uğraş eder. Biz toplumca bu bilince ulaşmalıyız.”
HASTALIK RİSKİ ANNE KARNINDA BAŞLIYOR
Son olarak sağlıklı hayat şuurunun hamilelik devrinde kazanılması gerektiğini anlatan Kardiyoloji Uzmanı Begüm Öztürk, “Biz bu hastalıkla anne karnındayken tanışıyoruz. Anne şayet sıhhatsiz trans yağlardan varlıklı besleniyorsa, sigara kullanıyorsa o annenin çocuğunda daha küçük yaşlarda kalp damar sertliği ve kolesterol plakları oluşmaya başlar. Lakin 18 yaşına kadar şayet çocuğumuza hoş beslenme güzel ömrü ve antrenman yapmayı öğretirsek ileri yaşlarda kalp damar hastalıklarına yakalanma riski çok azalır. O nedenle hiç olmazsa 20 yaşında yılda bir kere yetişkinliğe ayak bastığı devirde bir kolesterol şeker ölçümü yapılsın. Şayet bunlar olağansa yüksek takibe gerek yok. 30 yaş itibariyle de tertipli olarak yılda bir kere kalple ilgili denetimler yaptırılmalı” ihtarında bulundu.
MUHABİRLERİ NASIL ETKİLİYOR?
Mesleğe yeni başladığını söyleyen muhabir Beyza Işık Güler, gerilimli bir işimiz var diyerek, “Ajans muhabiri olduğumdan vakitle yarışıyorum diyebilirim. Süratli olmamız ve haberi bir an evvel merkeze göndermem gerekiyor. Vakit zaman tehlikeli yerlerde de haber yapabiliyoruz. Yangın çıkan bir fabrikaya gittiğimizde kendimizi bir anda bir fabrikanın içinde bulabiliyoruz. Bunlar insanı son derece gerilime sokan durumlar” dedi.
Gazetecilerin tehlike anında olayın içinde olduğunu bu durumunda gerilime neden olarak kalp hastalıklarını etkileyebileceğini anlatan Semih Çalışkan, “Bir kaza yahut yangın olduğunda ya da bir patlama meydana geldiğinde beşerler o noktadan kaçarken gazeteciler olarak bizler o noktaya gidiyoruz. İster istemez gerilim yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir zelzele meydana geldi. Etrafım bu olaydan sonra telefonuma ulaşmaya çalıştı fakat bir türlü irtibat kuramadık. Zira önceliğimiz mesleğimiz oluyor. Bu gerilimi en aza indirmek ismine ise kitap okumak, arkadaşlarla buluşmak bizleri o gerilimin içinden farklı bir dünyaya taşıyor” diye konuştu.
Yaklaşık 2.5 yıldır alanda gazetecilik yaptığını söz eden Cemil Özdemir ise, “Bugün Tuzla’da bir yangındaysak, bir saat sonra Silivri’de bir cinayete gidiyoruz. Olay yerinde gördüğümüz olaylar bizi gerilime sokuyor. Bunun yanı sıra öteki gazeteci arkadaşlarla daima sürat ve hakikat bilgiyi teyit etme konusunda rekabet halindeyiz” dedi.
“İŞ SONRASI KENDİMİZE VAKİT AYIRMALIYIZ”
Satış danışmanlığı yapan çift Burçin ve Orçun Yılmaz ise iş hayatının neden olduğu gerilimi kişinin kendine vakit ayırarak yenebileceğini söyleyerek “Satış danışmanlığı yapıyoruz. Bizim işimiz de çok gerilimli. Ayrıyeten büyük kentlerde gerilimsiz bir iş kalmadı. Bu kalp hastalıklarına da neden olabilir. İşimiz gerilimli tabi lakin sağlıklı beslenme ve spor da çok değerli. İnsanın kendisine değer vermesi gerekiyor. İş sonrası kendinize vakit ayırarak bu gerilimin üstesinden gelebilirsiniz” tabirlerini kullandı.