Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu uzun süren kabızlık, ishal yahut gaz sorunlarının önemli hastalıkların habercisi olabileceği üzere, kâfi probiyotik ve prebiyotik besinlerin tüketilmediğinin de göstergesi olabileceğini söyledi. Aksoylu, “Bağışıklığı güçlendirmek için bağırsaklara düzgün bakın” dedi.
Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu, bağırsaklarımızın ikinci beynimiz olarak isimlendirildiğini ve doğrudan bağışıklık sistemimizi de etkileyen yararlı bakterileri içerdiğini belirtti. Aksoylu, “Yeterli ölçüde probiyotik ve prebiyotikler alınırsa bağışıklık sisteminin güçlenmesinin yanı sıra kişinin his durumunu düzeltme ve bağırsakların işleyişini düzenleme üzere yararlar da sağlanır” sözlerini kullandı.
PROBİYOTİK VE PREBİYOTİK NEDİR?
Medicana International İstanbul Hastanesi Diyetisyen Yıldız Melek Aksoylu probiyotiklerin kâfi ölçülerde tüketildiklerinde sıhhati olumlu tarafta etkileyen canlı ve yararlı mikroorganizmalar olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bağırsaktaki ziyanlı bakterilerin çoğalmasını engellerken yararlıların artmasını destekleyerek bağırsak istikrarını sağlarlar. En değerlileri laktik asit bakterileridir. Prebiyotikler ise probiyotiklerin tesirini arttıran insan bedenine yararlı, sindirilmeyen besin bileşenleridir. Bağırsak florasını desteklerler, faal olmayan bakterilerin etkin hale gelmesini sağlayarak, gelişimlerine katkı sağlarlar.”
“BAĞIRSAĞIN CAN DOSTU PROBİYOTİKLER”
Probiyotiklerin alınan besinlerin sindirimini ve bedende güç kullanımını düzenleyerek yük kaybına yardımcı olduğunu söz eden Aksoylu, “Diyetle alınan gücün harcanmasını arttırdığı için obeziteyle savaşta çok etkililer. Örneğin, bağırsaktaki yararlı bakteri sayısı zayıf bir kişi ile güçlü bir kişiyi değerlendirelim. Güçlü bireye 1 dilim ekmek kâfi gelirken, zayıf şahsa 1 dilim ekmek yetmeyecek ve 2. dilim ekmeği talep edecektir. Bağırsak sıhhati makûs olan bireyler gerekli güce ulaşmak için tüketim seviyelerini istemeden yükseltirler. Yapılan çalışmalar diyete eklenen probiyotiklerin tartı kaybını desteklediğini ortaya koyuyor” dedi.
Dyt. Aksoylu kelamlarına şöyle devam etti:
“Şu soruyu soracak olursak: diyetimize probiyotik desteği ve probiyotik içeren besinler eklemek gerekli midir? Tabiki de evet. Ancak desteklerde dikkat edeceğimiz bir bakterinin probiyotik tesirinden bahsedilebilmesi için bağırsağa kadar canlı ulaşmalıdır. Midedeki güçlü asitlere ve safra tuzlarına sağlam olup bağırsağın iç zarına yerleşip burada aktivitesini göstermelidir.”
PROBİYOTİK ZENGİNİ BESİNLER: YOĞURT, KEFİR, AYRAN
Probiyotiklerin en değerlilerinin laktik asit bakterileri olduğunu söz eden Aksoylu, “Süt eserleri en ulaşılabilir probiyotik kaynaklarıdır. Probiyotik zengini besinler yoğurt, peynir, kefir, ayran, keçi sütü, konut üretimi turşu (özellikle lahana ve salatalık), boza, tarhana, bitter çikolata ve Korelilerin çok tükettiği Çin lahanasından yapılan bir yemek olan kimchidir. Bedenimizdeki probiyotikleri çoğaltabilmenin öbür bir yolu da; probiyotiklerin tesirini arttıran prebiyotik besinleri tüketmektir” dedi.
DOĞAL PREBİYOTİKLER MUZ, SOĞAN, SARIMSAK
Aksoylu, doğal prebiyotikleri şöyle sıraladı:
“Muz, elma, kuru meyveler, soğan, sarımsak, yer elması, kurubaklagiller, pastörize edilmemiş turşu ve zeytin, dhokla (nohut fermente edilerek yapılmış Hint aperatifi), dosa (pirinç ve siyah mercimek fermente edilerek yapılan klasik Güney Hint yemeği), kim Chi (baharatlı, keskin fermente edilmiş lahana, klâsik Kore yemeği).”
“PROBİYOTİKLERİN YARARLARI”
Bağırsağımızdaki yararlı bakterilerin azalması, probiyotik ve prebiyotik mahrumu bir beslenme formunun birçok hastalığı beraberinde getirebileceğini söz eden Aksoylu,
“Probiyotikler sindirim sistemimize yararlı bakterilerin dengelenmesini sağlarlar. Sindirim bozukluklarını azaltarak, hazımsızlık, şişkinlik, gaz sorunlarını önlerler. İshal ve kabızlık tedavisinde destekçidirler. Bağışıklık sistemini desteklerler. Güçlü bir bağışıklık sistemi hastalıklarla uğraşta ve kaliteli bir hayat için değerlidir. Alerjik hastalıkların ve cilt hastalıklarının tedavisinde destekçidirler. Örneğin sedef hastalığı yahut vitiligo hastalığı olan şahıslar hekimine danışarak probiyotik desteği alabilirler. Egzama ve sivilcilerin güzelleşmesinde etkilidirler. Probiyotikler cildin daha sağlıklı görünmesini sağlar. Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendirirler. Bilhassa kolon kanserine karşı korunmada probiyotik ve prebiyotikten güçlü bir beslenme faal rol alır. Depresyon tedavilerinde probiyotiklerden faydalanılır. Mutsuz bağırsak, mutsuz kişidir. Bağırsakları sıhhatsiz olan şahıslar kronik yorgunluk, öğrenme zahmeti, hafıza zayıflığı, isteksizlik üzere bir çok sorunu bir ortada yaşayabilirler. Probiyotikler kolesterolü olumlu istikamette etkileyerek kalp ve damar sıhhatini desteklerler. Kalbe yararlı yağların aktifliğini arttırırlar. Yağ metabolizması üzerinde faaldirler. Ritim bozukluğu ve çarpıntıları önlerler. İdrar yolu ve vajinal enfeksiyonlara karşı kollayıcı misyonu görürler. Bilhassa vajinal mantar enfeksiyonlarına karşı etkilidirler. Göz kuruluğu ve görme sistemi üzerinde de olumlu istikametleri bulunmaktadır” diyerek kelamlarını tamamladı.
– İstanbul
