Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Özgün Enver, soğuk ve kuru havalarda virütik aktivitelerin arttığını söyleyerek, “Kuru havada virüsler faal olur. Üstelik soğuk havada kapalı ortamlarda vakit geçirdiğimizden bulaşışı hastalık riski artar” dedi.
Pastırma sıcaklarının sona yaklaşması, kış mevsiminin kapıya dayanması, grip ve soğuk algınlığı üzere hastalıkların artmasına neden oldu. Uzmanlar, aksırık, öksürük kırgınlık ağrı ve ateş üzere belirtilerin 5 gün içinde geçmemesi halinde kesinlikle bir sıhhat kuruluşuna gidilmesi gerektiği konusunda ihtarlarda bulundu.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Tıp Fakültesinin uzman akademisyenleri, grip ve soğuk algınlığından korunmak için alınması gereken önlemleri ve dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Mevsim geçiş devirlerinin hastalığa çok müsait periyotlar olduğuna dikkat çeken İAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgün Enver, “Bu süreçten etkilenmemenin en uygun yolu hastalıktan korunmak için önlem almak olsa da, hastalığa yakalanan bireylerin de kesinlikle hastalıklarının seyrine dikkat etmeleri ve tabibe başvurmaları gerekir. Bilhassa ortak belirtiler denebilecek burun ve geniz akıntısı, öksürük, hapşırık, kırgınlık, ağrı ve ateş üzere tablolar 5 gün içinde geçmiyorsa, kesinlikle bir sıhhat kuruluşuna başvurulması elzemdir” dedi.
“HAVA VİRÜTİK AKTİVİTEYİ ARTIRIYOR”
Devrin, havanın soğuyup kuruduğu günler olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özer Akgül ise, “Bu da virütik aktiviteyi arttırır. Yani bu ortam, virüslerin etkin olmasına müsaittir. Üstelik soğuk hava nedeniyle kapalı alanda geçirilen vakit artar. Bu da bulaşıcı hastalık için son derece uygun bir ortam demektir. Bu devirde şahsî paklığa ihtimam gösterilmesi, grip ve soğuk algınlığı üzere hastalıklardan korunmada büyük dayanak olacaktır” diye konuştu.
NASIL BESLENMELİ?
İAÜ Beslenme ve Diyetetik Kısım Lideri Dr. Öğr. Üyesi Indrani Kalkan da, bu devirde beslenme konusunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle açıkladı:
“Bağışıklık sistemini güçlendiren en değerli etken bağırsak florasıdır. Bunu destekleyen besinlerin başında ise yoğurt, kefir ve turşu üzere probiyotik özellikli besinler gelmektedir. Bu besinlerin içerisinde bulunan, bedenimiz için yararlı mikroorganizmaların gelişimini sağlamak için soğan, sarımsak, yerelması, kuşkonmaz, pırasa, yeşil muz, arpa, yulaf, keten tohumu ve kakao üzere prebiyotik olarak isimlendirilen besinleri sık tüketmek gereklidir. Probiyotikler, grip üzere hastalıkları ve antibiyotik gereksinimini azaltmaktadır.”
GRİP AŞISINDA SORUN YOK
Uzmanlar ayrıyeten, vakit zaman spekülasyonlara mevzu olan grip aşısının rastgele olumsuz bir tesirinin bulunmadığını, tersine bu devirde hastalıktan korunmanın en garantili yolu olduğunu vurguladı. Öte yandan giyim-kuşamda da mevsim koşullarına dikkat edilmesini, çok ince ve çok kalın giyinilmemesini, hasebiyle çok terleme ve çok üşüme üzere durumlardan sakınılmasını önerdi.
