TÜRK Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin (TPRECD) Doğu Anadolu Bölge Toplantısı Van‘da yapıldı. Toplantıya katılan Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, kente çok sayıda İranlı turistin geldiğini ve altyapının oluşturulması durumunda, bu turistleri bir halde sıhhat turizmine de kanalize etmenin mümkün olabileceğini söyledi.
Türk, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin (TPRECD) Doğu Anadolu Bölge Toplantısı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Konferans Salonu’nda yapıldı. Türkiye‘nin dört bir yanından gelen plastik cerrah, dünyada en sık yapılan estetik cerrahi ameliyatı olan göğüs estetiğinin ele alarak bu ameliyatın gelişimi, yeni teknikler ve sıkıntıları tartıştı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan TPRECD Lideri Prof. Dr. Sühan Ayhan, Türkiye’nin yalnızca Orta Doğu ve Balkanlarda değil, Avrupa ve Amerika ölçeğinde de en çok estetik cerrahi ameliyatın gerçekleştiği ülkelerden biri olarak en parlak periyodunu yaşadığını söyledi. Prof. Dr. Ayhan, “Üst seviye eğitim almış ve deneyimli doktorlar, başarılı sonuçlar, hastane, konaklama ve bakım hizmetlerinde birçok Avrupa ülkesinden daha düzgün pozisyonda olmamızın yanı sıra ülkemizin turistik imkanları da hasta sayımızın giderek artmasını sağlıyor” dedi.
TPRECD idaresinin tespitleri ve ilgili mercilerden beklentilerini sıralayan Prof. Dr. Ayhan, “Ülkemiz sıhhat turizminde artan talebi karşılamak için farklı vilayetlerde tam donanımlı, yetişmiş işçi ve tabiplerin misyon aldığı hastaneler kurulmalı, mevcut hastanelerin plastik cerrahi kısımları zenginleştirilmeli. Plastik cerrahların birçoğu maddi ve toplumsal imkanlardan ötürü İstanbul’da yaşıyor ve estetik cerrahi ile ilgilenmek istiyor. Bu durum, öteki vilayetlerde uzman doktor sıkıntısı çekilmesine neden oluyor. Plastik cerrahinin en pahalı, uzmanlık ve deneyim gerektiren alanı olan Rekonstrüktif Cerrahi’nin gerilemesine yol açıyor. Plastik cerrahların farklı vilayetlerde çalışması ve Rekonstrüktif Cerrahi denilen estetik dışı ameliyatlar yapan tabiplerin gelir azlığı sıkıntısının çözülmesi gerekiyor. Estetik cerrahi süreçleri yapan plastik cerrahlar, uzun bir eğitim periyodundan geçerek bu alanda çalışmaktadırlar. Meğer ameliyatsız estetik süreçleri, bu alanda uzmanlığı olmayan doktorlar, hatta doktor olmayan şahıslar bile yapmaktalar. Devlet bu alanda uzman olmayan bireylerin süreç yapmasını ve vatandaşlarımızın sıhhatiyle oynanmasını önlemelidir” dedi.
‘VAN’IN POTANSİYELİNİ KULLANMAK GEREKİR’
Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Yazar ise, Türk Plastik Cerrahisinin hem yapılan işler konusunda hem de altyapı açısından dünyada hayli kıymetli bir noktada olduğunu söyledi. Avrupa’dan, Balkan ülkelerinden, Türki Cumhuriyetlerinden, Orta Doğu’dan hastaların estetik gayeyle Türkiye’ye geldiğini anlatan Prof. Dr. Yazar, bu hastaların birçoklarının İstanbul üzere büyük kentlere turist olarak geldiğini, hem de sıhhatle ilgili meselelerini çözdüklerini söyledi. Bunu yalnızca İstanbul üzere büyükşehirlere odaklamanın yanlış olduğunu da belirten Prof. Dr. Şükrü Yazar şöyle konuştu:
“Van Doğu Anadolu’da bulunan hem tarihi ile hem tabiatı ile çok mükemmel bir kent. Türkiye’nin alanlarında en başarılı 90 plastik cerrahı buradalar ve onlar da Van’ın çok hoş bir kent olduğunu söylediler. Bu potansiyeli kullanmak gerekir. Burada kaldığımız müddet içinde bilhassa de İranlı turistlerin çok fazla olduğunu görüyoruz. Irak’tan da buraya turistlerin geldiğini duyduk. Bu turistler Van’ın tarihi ve tabiatı için geliyor. Bu turistleri bir biçimde sıhhat turizmine de kanalize etmek mümkün. Bilhassa İran’da estetik cerrahi, estetik ameliyatlar çok istek görüyor ve çok istek var bu hususta.”
MEME KANSERİ BİRİNCİ SIRADA
Her 8 bayandan birinin hayatının bir periyodunda göğüs kanseriyle karşılaşabildiğini de anlatan Prof. Dr. Şükrü Yazar, bütün kanser çeşitlerinde bir artış olduğunu fakat artık erken tanın da olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şükrü Yazar, “Eskiden beşerler bir kitlenin son evresine kadar gelip, bu ölümcül hastalıkla hayatlarını kaybedelerdi. Ancak artık erken periyotta teşhis ediliyor, teşhis konuluyor ve tedavisi ediliyor. Bir başka hususta, tabi medyanın, hekimlerin tesiriyle bu algı oluşturuluyor ve beşerler artık kendilerini muayene ederek, kendilerine bakarak bunun erken tanınmasına vesile oluyorlar. ve erkenden teşhis konulunca, kanser tedavisi erkenden yapılabiliyor. Ben burada şunu anlatmak istiyorum. Göğsü kanser yüzünden alınan bir bayan, bahtına küsmemeli. Yani benim göğsüm alındı, artık hiçbir şey yapılamayacak ben artık memesiz kaldım diye algılamaması gerekiyor. Aslında göğüs de bedenin bir organı, bir kesimi ve bir elden, bedenin rastgele bir modülünden hiçbir farkı yok. O yüzden biz artık plastik cerrahlar günümüzde, alınan memeyi, alınmayan sağlıklı karşı göğse yakın bir formda onarabiliyoruz, tekrar yapabiliyoruz” diye konuştu.
– Van
