Ebeveynin korona virüs tasasını çocuklar hissediyor
Evin içerisinde daima Korona virüsünün konuşulması, çocuklardaki gerçeklik algısını bozuyor
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu:
“Ben çok kaygılıyım, çocuğuma belirli etmeden yapıyorum’ diye düşünüyoruz. Aslında o denli değil. Bir çocuk 1 aylıkken de 6 aylıkken de 1 yaşındayken de annenin gerilimini hissedebilir”
“Evin içerisinde daima Korona virüsünün konuşulması, basın yayında daima Korona virüs ile ilgili video ve haberlerin izlenmesi çocuklardaki gerçeklik algısını bozabilir”
ANTALYA – Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, ebeveynlerin korona virüs tasasını küçük yaştaki çocukların hissedebileceğini, konutun içerisinde daima kelam konusu virüs ile ilgili konuşulmasının da çocuklarda gerçeklik algısını bozabileceğini söyledi.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı tesiri altına alan Korona virüsünün çocuklara nasıl anlatılacağı konusunda Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, ailelere değerli tavsiyelerde bulundu. Çocuklara korona virüs konusunda yardım etmenin birinci şartının yanlışsız bilgiden geçtiğini belirten Nasıroğlu, bu bilgilerin resmi kanallar yoluyla paylaşılan ve konusunda uzman olan tabipler tarafından sağlanması gerektiğini vurguladı.
“Korona virüs derdini çocuklar hissediyor”
Ebeveynlerin virüs hakkında korku ve tasasını 0-3 yaş gurubu çocukların hissettiğine dikkat çeken Nasıroğlu, “Ben çok kaygılıyım, çocuğuma muhakkak etmeden yapıyorum’ diye düşünüyoruz. Aslında o denli değil. Bir çocuk 1 aylıkken de 6 aylıkken de 1 yaşındayken de annenin gerilimini hissedebilir. Şayet çok gerilimli ya da kaygılıysa bu birebir biçimde baba için de geçerli, çocuğa bakan kişilerin yoğun kaygı ve gerilimlerini çocuk hissedebiliyor. Bu gerilim bir biçimde çocuğu da aktarılabiliyor. Bunlar 0-3 yaş kümesi için. 3-6 yaş gurubu dediğimiz çocuklara da bu olayların dürüst bir biçimde, gerçekçi ve yanlış olmayan bilgilerle anlatılması gerekiyor. Bilhassa 6 yaşından sonraki somut devirde dediğimiz çocukların yaş gurubunda ise, artık sahiden hastalıkların farkında, vefat kavramının biraz daha geliştiği çocuk yaş gurubunda ise gerçeklerden hakikaten kaçış yok. Zira bu çocuklar okulda, televizyonda ya da farklı mecralardan zati bilgi edinecekler. Şayet siz bu olay yok, bu türlü gerçekleşmemiş, bize hiçbir şey olmaz üzere gerçekçi olmayan yaklaşımlara girersek, çocuğun inancı sarsılacaktır ya da tam karşıtı çok makûs bir tablo çizerseniz de çocuktaki dert ve telaş aratacaktır. O yüzden ortada olup, dürüst bir halde bu mevzuyu konuşmak da yarar var. Fakat konuşmaya başlamadan evvel çocuğun ne bildiği değerli. Tahminen biz konuşmaya başlamadan evvel çocuğun hakikat bildiği yanlışları öğrenirsek, o bilgileri de düzeltme talihimiz olabilir” dedi.
“20-30 saniyelik el yıkama kuralını çocuklar hesaplayamabilir”
Küçük yaştaki çocukların Dünya Sıhhat Örgütü’nün belirlediği hijyen kurallarına uymakta zahmet çekebileceğini belirten Nasıroğlu, “Çocuklar paklık kurallarına çok dikkat etmeyebilirler. DSÖ’nün 20-30 saniyelik el yıkama kuralını çocuklar hesaplayamayabilir. Bunun için çocuklara bir müzik öğretebilirsiniz. O müzik bitene kadar elini yıkayabilir. Öksürürken elini nasıl kapatmasıyla ilgili bir ekip bilgiler verilmesi çocuklar açısından daha olgun sistemler olacaktır” diye konuştu.
“Evin içerisinde daima Korona virüsü konuşulmaması gerekiyor”
Nasıroğlu, okulların kapatılmasıyla birlikte çocukların rutin tatillerden ne yapıyorsa, onları yapması gerektiğini de belirterek, “Eğer meskende kitap okuması gerekiyorsa kitap okuyacak, televizyon da izleyebilir ancak konutta şuna dikkat edilmesi gerekiyor, konutun içerisinde daima Korona virüsünün konuşulması, basın yayında daima Korona virüs ile ilgili görüntü ve haberlerin izlenmesi çocuklardaki gerçeklik algısını bozabilir. Daha farklı bahislerin da konuşulduğu bir mesken ortamı yapmanız gerekiyor” tabirlerini kullandı.
Kaynak: İHA
