Diyet, fitoterapi ve elektro akupunkturdan oluşan kombine tedaviyle bedendeki fazla yağ, doğal yollarla yakılarak, kalıcı ve sağlıklı kilo denetimi elde edilebiliyor.
Kadın Sağlığı Derneği Başkanı, akupunktur ve fitoterapi uzmanı Dr. Buğra Buyrukçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezitenin en değerli sıhhat problemleri ortasında yer almaya başladığını söyledi.
Bilimsel araştırmalarla bilhassa çocukluk çağı obezitesinin, anne ve babanın bağırsak duvarında yaşanan ıstıraplardan kaynaklandığının ortaya konduğunu belirten Buyrukçu, bedenin deri, üreme organları, teneffüs ve en çok bağırsak sistemi üzere değişik bölgelerine yerleşen bakterilerin o bölgenin mikrobiyotası olarak isimlendirildiğini anlattı.
Buyrukçu, yapılan bilimsel çalışmalarla mikrobiyotanın bağışıklık ve sindirim sistemi üzerinde tesirli olduğunun ortaya konduğunu söz ederek, bu nedenle sık diyet yapan, diyetle zayıfladıktan bir mühlet sonra tekrar kilo alan şahısların mikrobiyotasına bakılması gerektiğini belirtti.
Bağırsak duvarında yaklaşık 2 kg yükünde ve bin 150 cins canlı yaşadığını, bunların hem faydalı hem ziyanlı bakterilerden oluştuğunu aktaran Buyrukçu, “Bu canlıların ana vazifesi, gelen besinin sindirilmesi, sağlıklı sindirimin sağlanabilmesi, sindirilen besinin bağırsaklardan düzgün biçimde emilebilmesidir.” dedi.
“Sağlıklı kilo vermek için mikrobiyota faydalı istikamette değiştirilmeli”
Buyrukçu, bakterilerin gerçek sindirim yapmamasının, besinlerle gelen ağır metallerin ve toksinlerin bedene alınmasına neden olduğunu lisana getirerek, “Sindirilmeyen besinler yağ olarak depolanıyor. Ayrıyeten toksin ya da sindirilmeyen besin alındığında, beden bunu kendisine ziyan verecek bir şey olarak düşünüyor ve güç muhtaçlığı için gerektiğinde kullanmak üzere yağ olarak biriktiriyor. Beden bunu erkeklerde göbek, bayanlarda basen ve göbek bölgesine yağ olarak depoluyor.” diye konuştu.
Bu nedenle mikrobiyotanın sağlıklı zayıf kalmanın ana tedavi edici göstergesi olduğuna dikkati çeken Buyrukçu, “Sağlıklı kilo vermek için mikrobiyotanın faydalı istikamette değiştirilmesi gerekli. Zira, yüzde 80 oranında bağışıklık sistemi bağırsaklardan sağlanıyor.” bilgisini verdi.
“Mikrobiyota kombine tedavisi birinci üç ay haftada bir yapılıyor”
Mikrobiyotanın sağlıklı olması, güzel sindirim yapması ve enerjiyi muhafazası için “mikrobiyota kombine tedavisi” uygulandığını anlatan Buyrukçu, bu tedavinin şahsa özel olduğunu, tedavi planlaması yapılmadan evvel birinci olarak kan örneği alınarak kişinin genel durumuna bakıldığını ve gaita örneğinin incelenmesiyle de mikrobiyota düzeyinin değerlendirildiğini aktardı.
Buyrukçu, “Değerlendirmenin akabinde diyet ve seans sıklığına karar veriliyor. Mikrobiyota kombine tedavisi birinci üç ay haftada bir formunda yapılıyor. İstenilen sonucun alınmasıyla birlikte müdafaanın sağlanabilmesi için de üç ay 15 günde bir biçiminde tedavi uygulanıyor.” dedi.
Beslenmeye ait davranış değişikliğinin kazandırılmasının akabinde yeme alışkanlığının bastırılması, metabolizma suratının artırılması için akupunktur ve bağırsak duvarının onarılması için de fitoterapi dayanak yollarının uygulandığını belirten Buyrukçu, “Mikrobiyota bozulduğunda bağırsak duvarı da bozuluyor. Bu durumda kişi çok az kaloriyle beslense bile kilo alabiliyor.” ikazında bulundu.
Elektro akupunktur uygulaması nasıl yapılıyor?
Dr. Buyrukçu, uygulama ile hastanın kendi metabolizma süratiyle zayıflamasının amaçlandığını, ayaklara, el ve göbekte kimi noktalara akupunktur iğneleri batırıldığını söyledi.
Kulağa uygulanan iğnelerle açlık hissi azaltılırken, doyma suratının da artırıldığını söz eden Buyrukçu, kelamlarına şöyle devam etti:
“Hızlı kilo vermeyi sağlamak için yağ yakım suratının artırılması isteniyor. Uygulamayla toksin yükün biriktiği yerdeki yağları yakarken yıkım suratının artmasına imkan veriliyor. Böylelikle kişi hem inceliyor hem de zayıflamaya bağlı sarkma ve çatlaklar olmuyor. Bunun için çoklukla basen, göbek ve bel etrafı olmak üzere buralara yağ parçalayıcı özelliği bulunan özel akupunktur iğneleri batırılıyor. Son basamakta da bedene takılan akupunktur iğnelerine titreşim akımı veriliyor. Acı hissettirmeyen bu akım ile yağın parçalanması sağlanıyor ve bağışıklık sistemi harekete geçirilerek fazla yağ ölçüsünün eritilmesine imkan veriliyor. Diyet, fitoterapi ve elektro akupunkturdan oluşan mikrobiyota kombine tedavisi ile yağ, dışarıdan uygulamayla değil kişinin kendi bağışıklık sisteminin harekete geçirilmesiyle doğal yollardan eritiliyor.”
Buyrukçu, uygulamanın her seans için 40 dakika sürdüğünü ve hastanın durumuna nazaran değişmekle birlikte en az iki ay devam ettiğini kelamlarına ekledi.
