ABD’de John Hopkins Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, gün içinde 16-18 saat aç kalmanın (Aralıklı oruç diyeti) insan ömrünü uzatabileceğine işaret ediyor.
Araştırmada, gün içinde yalnızca altı saatlik aralıkta yemek yemenin tansiyonu düşürebileceği, obezite, kanser, diyabet ve kalp hastalıklarını önleyebileceğine dair bulgular elde edildi.
Beşerler ve kemirgen hayvanlarla yapılan çalışmanın sonuçları tıp dergisi The New England Journal of Medicine’da yayımlandı.
CNN’in haberine nazaran hudut bilimi uzmanı Prof. Mark Mattson liderliğindeki takım, araştırmada iki tip aralıklı oruç diyetine odaklandı.
Bunlardan biri vakit sınırlamalı diyet (günde 6-8 saat yiyip 16-18 saat aç kalma) oburu de beş gün aç kalma (günde yalnızca 500 kalori alma) ve iki gün olağan yeme.
Aralıklı oruç diyetinde birçok alanda sıhhatte bariz bir güzelleşme görüldü. Lakin bunun kilo vermeden de kaynaklandığı şimdi bilinmiyor.
‘Geçişler, hücre sıhhatini geliştiriyor’
Prof. Mattson’a göre açlıkla yemek yeme ortasındaki geçişler bir cins metabolizma anahtarı fonksiyonu görerek hücre sıhhatini geliştiriyor. Bu süreçte hücreler yağı güce çeviriyor.
Araştırmada bu cins beslenmenin tesirleri için halkın olağandan çok daha uzun yaşadığı Japonya’nın Okinawa adası sakinlerinin beslenme biçimlerine gönderme yapılıyor.
2007’de yapılan bir araştırmaya nazaran ada halkının üçte ikisi 97 yaşında kimsenin yardımına muhtaçlık duymadan hayatını sürdürebiliyor. 92 yaşındayken olağan hayat işlevlerini kaybetmeyenlerin oranı yüzde 82.
Bu araştırmaya nazaran ortalama bir Amerikalı günde 2500, Okinawalılar ise 1900 kalori alıyor.
Aralıklı aç kalmanın insülin direncini güçlendirdiği belirtiliyor. Bu direnç, kan şekeri düzeyini istikrarda tutuyor.
2018’de yapılan bir araştırmaya nazaran tip 2 diyabeti olan üç hastanın bu yolla kilo verdikten sonra insülin almasına gerek kalmadı.
Prof. Matton’ın yer aldığı, daha evvel yapılan bir emsal araştırmada da aralıklı orucun gerilime karşı direnci artırdığı sonucuna ulaşılmıştı. Buna nazaran yemekle aç kalma ortasındaki geçişler, beyin işlevlerini ve nöroplastisiteyi (beynin çevresel değişikliklere ve hasarlanmaya karşı ahenk geliştirme yetisi) güçlendiriyor.
Bu çalışmada aralıklı oruç diyeti yapan kümedeki bireylerin yapmayanların grubundakilere nazaran sözel belleklerinin güçlendiği görülmüştü.
‘Uzun vadeli tesirler bilinmiyor’
Bu bulgulara karşın, aralıklı oruç diyetinin uzun periyotlu tesirlerine ait bir bilgi yok ve şimdiye kadar yapılan araştırmalar dar kapsamlı. Uzmanlar, klinik deneyler çok kilolu gençler ve orta yaşlı yetişkinlere odaklandığı için sonuçların genele yayılamayacağını söylüyor.
Aralıklı oruç diyetinin en sıkıntı yanlarından biri birçok kişinin bu kadar uzun müddet açlığa dayanamaması. 2017’deki bir çalışmaya katılanların yüzde 40’ı deney sırasında diyetlerini kesti.
‘Aralıklı oruç diyetinde birinci iki hafta önemli’
Harvard Üniversitesi Beslenme Kısmı’ndan Dr. Frank Hu, insanların uzun mühlet aç kaldıktan ya da antrenman yaptıktan sonra kendilerini ödüllendirme gereksinimi hissettiklerini belirterek aç kalınmayan müddetlerde insanların abur cubur yeme tehlikesinin baş gösterebileceğine dikkat çekiyor.
Beyin gıdasız kalınca beynin açlık merkezindeki (hipotalamus) iştah hormonları salgılanıyor ve bu da çok yemeye yol açıyor.
Prof. Mattson, aralıkta oruçta açlık hissi ve sonluluk halinin çok yaygın olduğunu belirterek “Ama hastalarımıza sabırlı olmalarını öneriyoruz. Bu belirtiler iki haftayla bir aylık mühlet içinde geçiyor. Çünkü beyin yeni alışkanlığa ahenk sağlıyor”
