Türkiye’de en sık görülen birinci 4 kanserden birinin kalın bağırsak kanseri olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Öncel, “Batı stili diyet olarak tanımlanan bol kalorili, bol proteinli, bol yağlı, lifli besinlerden yoksul, kızartılmış besinler kalın bağırsak kanseri oluşumunu tetikleyebiliyor” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Onkoloji Cerrahisi Kısmından Prof. Dr. Mustafa Öncel, 3 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Günü kapsamında kolorektal kansere ait değerli ihtarlarda bulundu. Prof. Dr. Öncel, kalın bağırsak kanserinin sıkça karşılaşılan ölümcül bir hastalık olduğuna dikkati çekerek “Gerek ülkemizde ve gerekse gelişmiş toplumlarda en sık görülen birinci 4 kanser ortasında kalın bağırsak kanseri bulunuyor. Dünya Sıhhat Örgütü datalarına nazaran dünyada her yıl 1.5 milyon insan kalın bağırsak kanserine yakalanıyor” dedi.
“50 YAŞINDAN İTİBAREN TARAMA YAPTIRIN”
Tertipli taramalarla kolon kanserinin önlenebileceğini belirten Prof. Dr. Öncel, şunları söyledi: “Kalın bağırsak kanseri dünyada ve ülkemizde tarama yapılması önerilen 3 kanserden bir tanesi. Yani bayanlara nasıl ki 40 yaşından itibaren mamografi çektirmelerini öneriyorsak, hiçbir şikayeti olmasa dahi 50 yaşına gelen herkese yılda bir sefer gaitada kapalı kan testi ve 5-10 yılda bir kolonoskopi yapılmasını öneriyoruz. Böylelikle polip ismi verilen bu prekanseröz lezyonları saptamak ve ortadan kaldırmak mümkün olabiliyor. Olağan ki o kimsenin de kanser olma mümkünlüğü da çok azalmış oluyor. Ayrıyeten ömür formumuzda yapacağımız ufak rötuşlarla kalın bağırsak kanseri olma ihtimalimizi azaltabiliriz”
“OBEZİTE VE SİGARAYA DİKKAT”
Prof. Dr. Öncel, yediklerimizin kanser oluşumuyla yakın münasebeti olduğuna değinerek, şu bilgileri verdi: Batı biçimi diyet olarak tanımlanan bol kalorili, bol proteinli, bol yağlı, lifli besinlerden yoksul, kızartılmış besinler kalın bağırsak kanseri oluşumunu tetikleyebiliyor. Sözgelimi toplumlarda et tüketme ölçüsü ile kalın bağırsak sıklığı ortasında bilimsel olarak gösterişmiş yakın bir korelasyon var. Ne yiyeceğimize karar verirken bu şuuru ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum. Ömrümüzü şekillendiren diğer ögeler de kalın bağırsak kanseri olma olasılığımızı belirliyor. Spor yapmamak ve obezite kalın bağırsak kanseri ihtimalini arttırıyor. Alkol ve sigara kullanımı öteki birçok olumsuz tesirlerinin yanı sıra kalın bağırsak kanseri mümkünlüğünü da arttırıyor. Ömür tarzımızı küçük dokunuşlarla değiştirmek kalın bağırsak kanserinin önlenmesinde en kıymetli ve birinci adım. Son olarak herkesin kendi şahsî genetik riskini belirlemesinde yarar var.”
“MUTLAKA BİR DOKTOR NEZARETİNDE OLUNMALI”
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Onkoloji Cerrahisi Kısmından Prof. Dr. Mustafa Öncel, ” Beşerler ailelerinde yahut kendilerinde bu türlü rahatsızlıklar varsa, kesinlikle bir tabip nezaretinde olmalı. Kalın bağırsak kanserinin tedavisi yalnızca genel cerrah yahut onkoloji uzmanının yapacağı bir tedavi değil, multidisipliner bir takımın yapacağı bir tedavidir” dedi ve ekledi:
“Tanı alan hastada çeşitli görüntüleme yollarıyla evreleme yapılır. Çeşitli evrelerde değişik tedavi argümanları ön plana çıkar, lakin cerrahi hastaların büyük bir kısmında en değerli silahımızdır, o denli ki; cerrahın deneyiminin kendi başına hastanın sağ kalımını etkileyen bir faktör olarak altı çizilmesi gerekir. Rektumda, yani makatın üzerindeki son 15 cm’de yer alan tümörlerde sıklıkla ameliyat öncesi radyoterapi verilmesi gerekebilir. Bu durumda radyoterapiyi ameliyattan evvel uygulamak gerekiyor, zira bu uygulama tümörü küçülterek cerrahinin muvaffakiyetini artırmaktadır.”
– İstanbul
Kaynak: DHA
