DÜNYA Sıhhat Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu, ‘koronavirüs‘ salgınına yönelik halihazırda spesifik bir tedavi teklifleri olmadığını söyledi. Ursu, salgınından korunmanın genel olarak teneffüs yolu hastalıklarından korunmayla hakikat orantılı olduğunu belirterek “Bu alanda birinci sırada el yıkamak geliyor. Düzgün ve sık sık el yıkanması bu süreçte çok önemlidir” dedi.
DSÖ Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve süratle yayılan ‘koronavirüs’ salgınına ait, DHA’ya açıklama yaptı. ‘Koronavirüs’ salgınının bir halk sıhhati sorunu olduğunu söyleyen DSÖ Türkiye Temsilcisi Ursu, acil durum ilan ettiklerini belirtti. Çin hükümetinde başlayan salgının şu anda milletlerarası alana da yayıldığını tabir eden Ursu, “Şu anda vefat hadiseleri gerçekleşiyor. Biz DSÖ olarak halk sıhhati tedbirleri alınması için davette bulunuyoruz. Bu tedbirlerin ortasında olayların tespit edilmesi, semptomatik hadiseleri görüldüğünde bu durumun yayılmasına pürüz olunduğundan emin olunması tarafındaki tedbirler için davette bulunuyoruz. Tıpkı vakitte bu hadiselerin takip edilmesi, öteki beşerlerle kontak kurulmaması ve izolasyon tedbirlerinin alındığına dair emin olunması için davette bulunuyoruz. Şunu da belirtmek istiyorum; hadiselerin yüzde 99’u şuan Çin hükümetinde gerçekleşmektedir. Yalnızca yüzde 1’i Çin hükümetinin dışında görülmektedir. Şunu anlamalıyız ki; bu salgının yayılması şuan Çin hükümetinde ağırlaşmış durumdadır. Lakin memleketler arası seviyede de kıymetli tedbirler alınmalıdır” dedi.
‘ULUSLARARASI BİRLİKTELİK ÇOK ÖNEMLİ’DSÖ Türkiye Temsilcisi Ursu, DSÖ olarak Çin dışında dünyanın geri kalanında bu salgının yayılmasının yüksek olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: “Bu virüsün yayılma potansiyeli oldukça yüksek. Bu yüzden özel tedbirlerin alınması, özel prosedürlerin uygulanmasını öngörüyoruz. DSÖ olarak halk sıhhati acil durumu ilan etmiş durumdayız. Bu acil durum ne manaya geliyor? Birinci olarak herkes için farkındalığın öngörülmesini söylüyoruz. Daha sonra memleketler arası birliktelik bu bahiste çok kıymetlidir. Bu evrede virüsün durdurulması ve denetim altına alınması için iş birliği yapılması çok değerlidir. Koronavirüs ve bunun yarattığı hastalığa yönelik şu anda halihazırda spesifik bir tedavi teklifimiz maalesef yok. Bizim tavsiyelerimiz semptomların tedavi edilmesi üzerinedir. Maalesef antibiyotikler bu virüse karşı tesirli değil ya da rastgele özel bir ilaç yok. Fakat sıhhat profesyonelleri semptomların tedavisi üzerine odaklanmış durumdadır.”‘DÜZGÜN VE SIK SIK EL YIKAMAK BU SÜREÇTE ÖNEMLİ”Koronavirüs’ salgınından korunmanın genel olarak teneffüs yolu hastalıklarından korunmayla hakikat orantılı olarak ilerlediğini belirten Ursu, “Bu alanda birinci sırada el yıkamak geliyor. Düzgün ve sık sık el yıkanması bu süreçte çok değerlidir. Tıpkı vakitte teneffüs yolu hastalıkları öksürük, hapşırık semptomlarını da bir ortada getiriyor. Bu da öteki insanlara bu virüsün yayılmasına sebep oluyor. Başka insanlara yayılmasını önlemek için örneğin hastalara bakan doktorlar, hemşireler maske takarak özel tedbir alabilirler. Bunun yanı sıra, farklı tavsiyelerde de bulunabiliriz. Örneğin, besin güvenliğinin sağlanması ve piyasanın düzgün bir biçimde organize edilmesidir. Piyasanın düzgün bir formda tertibiyle ilgili aslında uygun örnek uygulamaları halihazırda mevcuttur” diye konuştu.’TAVSİYELERİ YAKINDAN GÖZLEMLEMELİYİZ’
Ursu, ‘koronavirüs’ salgınında görülen semptomların başka teneffüs yolu hastalıklarında görülen semptomlarla tıpkı olduğuna işaret ederek “Sadece çok küçük oranda hastalarımız daha şiddetli semptomlar ortaya koyuyorlar. ‘Koronavirüs’ten kaynaklı vefat oranı şuan daha evvel bildiğimiz ‘sars’ salgınından kaynaklı vefat oranından daha azdır. Biz tekrar de dikkatli olmalıyız. Süreçteki tavsiyelerin hem Çin hükümetinde hem de tüm dünyada nasıl uygulandığını yakından gözlemlemeliyiz. Umuyoruz ki, bu salgın daha büyük boyutlara varmadan önlenecektir” dedi.
