KAS ve eklem hastalıklarının en kıymetli nedenleri travma yani darbe, enflamasyon denilen yangı, iltihap ve enfeksiyon hastalıkları. Son yıllarda uygulanan kök hücre formülü ise kas ve eklem hastalıklarında tesirli bir tedavi olarak kullanılıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aydın Arslan, ilerlemiş kireçlenmesi olan hastalarda dahi kök hücre tedavisinin kullanılabileceğini belirtti.
Doç. Dr. Aydın Arslan, kas ve eklemlerde yıpranma ve ağrı reseptörlerinin uyarılmasına yol açan her şeyin ağrıya neden olduğunu belirterek, “Genellikle travma, enfeksiyon hastalıkları ve inflamasyon (yangı) kas iskelet sistemi ağrısına neden olur. Yaşın ilerlemesi, genetik sebepler, kilo alımı yahut yaralanmalardan sonra gelişen kireçlenmeler sonucu da bu ağrılar sıklıkla ortaya çıkar. Bazen de ağrı hudut dokularındaki hastalıklar sebebiyle ortaya çıkabilir. Hatta ruhsal rahatsızlıkların rastgele bir organik sebep olmaksızın kas iskelet sisteminde ağrıya neden olduğu bilinmektedir. Bu saydıklarımıza ek olarak bedenimizde bulunan minerallerin eksikliklerinde de kas iskelet sisteminde ağrılı durumlar ortaya çıkmaktadır” dedi.
“MİNERAL EKSİKLİĞİ DE AĞRIYA NEDEN OLABİLİR”
Doç. Dr. Aydın Arslan, “Kas ve eklemlerde yıpranma ve ağrı reseptörlerinin uyarılmasına yol açan her şey ağrıya neden olabilir. Ekseriyetle travma, enfeksiyon hastalıkları ve inflamasyon (yangı) kas iskelet sistemi ağrısına neden olur. Yaşın ilerlemesi, genetik sebepler, kilo alımı yahut yaralanmalardan sonra gelişen kireçlenmeler sonucu da bu ağrılar sıklıkla ortaya çıkar. Bazen de ağrı hudut dokularındaki hastalıklar sebebiyle ortaya çıkabilir. Hatta ruhsal rahatsızlıkların rastgele bir organik sebep olmaksızın kas iskelet sisteminde ağrıya neden olduğu bilinmektedir. Bu saydıklarımıza ek olarak bedenimizde bulunan minerallerin eksikliklerinde de kas iskelet sisteminde ağrılı durumlar ortaya çıkmaktadır” dedi.
“AMACIMIZ DOĞAL PROSEDÜRLERLE TEDAVİ”
Doç. Dr. Aydın Arslan, kas ve eklem ağrıları için düzgün bir fizik muayene yapılması ve hastalık hikayesinin alınmasının temel olduğundan bahsetti. Arslan, faal bir tedavi için hastalığın teşhisi tam olarak konulması gerektiği üzerinde durdu. Doç. Dr. Aydın Arslan, “Ağrının aslında yangın alarmı üzere bir sinyal olduğu, bu nedenle ağrıyı tedavi etmektense ağrıya neden olan hastalığın ortadan kaldırılmasının asıl gayemiz olduğu akılda tutulmalıdır. Sonuçta ağrıya neden olan hastalıklar kolay bir kas yorgunluğundan çok makûs huylu kanserlere kadar değişkenlik gösterebilir. Ağrıya neden olan hastalık belirlendikten sonra öncelikli emelimiz doğal tekniklerle hatta ilaç kullanmadan hastalığın tedavi edilmesidir. Doğal tedavi usullerinde birinci yapılması gereken hastalığa neden olan bir etken varsa ortadan kaldırılmasıdır. Kilo sorunu varsa önüne geçilmesi, bir spor aktivitesi varsa orta verilmesi, hasta ağır iş yapıyorsa işin değiştirmesi yahut hafifletilmesi, beslenme ve uyku nizamın sağlanması, gerilimin azaltılması üzere hayat modifikasyonları ile vitamin ve mineral takviyesini bu doğal tedavi prosedürlerine örnek olarak gösterebiliriz. Sonrasında hastaya uygun bir antrenman programı başlanabilir. Beraberinde ağrının denetimi için sıcak soğuk kompresler, şayet ağrı denetimi sağlanamadıysa yan tesiri düşük ağrı kesiciler ile bu tedavilere ek olarak PRP, proloterapi, kök hücre enjeksiyonu ve eklem içi enjeksiyon kombinasyonları da uygulanabilir. Tedavi süreçleri her hasta için özeldir” tabirlerini kullandı.
Arslan, “Bazı hastalar yalnızca tedbir alınarak iyileştirilebilirken birtakım hastalar üstte sayılan enjeksiyon tedavilerinden yarar görür. Doğal tekniklerle denetim altına alınamayan kas iskelet sistemi ağrılarında şayet metabolik yahut romatolojik bir hastalık kelam konusu ise uygun ilaç tedavilerin planlanması, cerrahi gerektiren durumlarda da hasarlanan dokuların kapalı yahut açık cerrahilerle tedavi edilmesi gerekir. Hatta bazen protez cerrahileri bile uygulanabilir” açıklamasında bulundu.
KAS VE EKLEM HASTALIKLARINDA KÖK HÜCRE TEDAVİSİNİN EHEMMİYETİ NEDİR?
Arslan, kök hücrelerin öteki dokulara dönüşebilme potansiyelleri olan ve hasarlanan dokuda güzelleşmeyi sağlayan mucizevi hücreler olduğunu lisana getirerek açıklamasına şunları ekledi:
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Kök hücre tedavisinin cerrahlar tarafından yapıldığını, en yaygın prosedürlerin kemik iliği aspirasyonu yahut karın bölgesinden yağ aspirasyonu formunda uygulandığını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Aydın Arslan, “Her iki süreç de steril şartlarda uygulanması gerekir” dedi. Çoklukla hasta uyutulmadan lokal anestezi uygulanarak süreç yapılır. Kök hücre tedavisinde kök hücrelerin taze halde çabucak hazırlanarak uygulandığı yahut laboratuvara gönderilerek ekseriyetle 2 hafta da çoğaltılarak ikinci bir seansta hasarlı dokuya enjekte edildiği iki farklı uygulama formu mevcuttur. Lakin maliyet sorunları, aktiflik tartışmaları ve etik kurallar nedeniyle kemik iliğinden yahut yağlı dokudan alınıp çeşitli süreçlerden geçirilip süreç esnasında hazırlanarak birebir seansta hastaya uygulama daha çok tercih edilen bir metottur. Hasta süreçten çabucak sonra yürüyebilir ve tıpkı gün içerisinde konutuna gidebilir” dedi.
“BAŞARI BAHTI YÜKSEK”
Arslan, “Kök hücre tedavilerinde temel olan hastalığın teşhis edilmesi ve tedaviden beklentinin ne olduğunun hastaya anlatılmasıdır. Son yıllarda kök hücre tedavilerinde çok büyük gelişmeler olmakta ve kök hücre tedavileri daha yaygın olarak uygulanmaktadır. Yayınlanan son bilimsel çalışmalarda başarılı sonuçlar bildirilmektedir. Sonuç olarak cerrah hastasının kök hücre tedavisinden yarar göreceğine kanaat getirmişse tedavide muvaffakiyet talihi çok yüksektir” sözlerini kullandı.
