Dünyada en çok rastlanan sıhhat sıkıntıları ortasında yer alan obeziteden kurtulmak için yapılan ameliyatlara son deva olarak başvurulması gerektiği bildirildi.
Ulusal Endoskopik Laparoskopik Cerrahi Derneği Lideri Prof. Dr. Levent Avtan, AA muhabirine, laparoskopik cerrahinin (kapalı ameliyat) tıpta röntgenden sonra en kıymetli gelişmelerden biri olarak kabul edilen, ihtilal niteliğinde bir uygulama olduğunu söyledi.
Laparoskopik cerrahi sayesinde iç organlara karnın içine el değmeden müdahale edebilebildiğini söz eden Prof. Dr. Avtan, yöntemin hastaya çok büyük konfor sağladığını belirtti.
Avtan, dünyadaki laparoskopik cerrahinin 1989 yılında, Türkiye‘de ise İstanbul Üniversitesinde 1990’da başladığını aktardı. Genel cerrahideki uygulama alanının her geçen gün arttığına dikkati çeken Avtan, bu uygulama ile obezite ameliyatları da gerçekleştirebildiğini lisana getirdi.
“Yepyeni gelişmeler olabilir”
Obezite cerrahisinin “son çare” olarak görülmesi ve ameliyata karar verirken çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Avtan, şöyle konuştu:
“Hasta seçimine dikkat etmek gerekiyor. Hastanın ömür uzunluğu takip edilmesi kelam konusu. ‘Gel ameliyat edeyim, kilondan kurtulacaksın’ anlayışıyla yapılacak bir ameliyat değil. Yarar görecek hastayı ve hangi yolun uygulanacağını titizlikle tahlil edip karar vermeli. Çok sıkıntıdan daha az problemli hale getirmeliyiz zira bu ameliyatlar yeni problemler da doğuruyor. Şu an için tüm dünyada obezite sıkıntısıyla en düzgün baş edebilme yolu olarak kabul edildiği için biz de uyguluyoruz. Lakin önümüzdeki yıllar içinde yesyeni gelişmeler olabilir ve bu obezite ameliyatları sonlanabilir zira nitekim şişmanlığın sebebine müdahale edici bir şey değil bu. İnsanın yeme ve iştah düzeneğini hormonları salgılayan kısımları keserek yollarını değiştirerek yapılan bir uygulama. Midedeki iştah hormonunu keserek mideyi küçültüyoruz ya da bağırsaktaki emilen yerlerin yerini değiştiriyoruz beden çabucak doyduğunu bahtın da kendini kapatsın yemesin diye.”
Sindirim sistemi yanıltılıyor
Prof. Dr. Avtan, obezite ameliyatlarınında sindirim sisteminin yanıltılmaya çalışıldığını lisana getirdi.
“Bu ameliyat kilo vermek için yapılmaz” diyen Prof. Dr. Avtan, “İnsanın kilo seviyesi çok aşırı olduysa bundan ötürü kalp, pankreas, akciğer zorlanıyorsa şekeri, tansiyonu varsa ve bunlar için hasta pek çok ilaç kullanıyorsa bu hastalarda baş edilmeyecek sıkıntıları daha da azaltmak için ortaya giren bir yol.” sözlerini kullandı.
Türkiye laparoskopik cerrahide tecrübeli
Dünyanın öteki ülkelerinde yapılan, yüksek teknoloji gerektiren teşebbüslerin Türkiye’nin her köşesinde muvaffakiyetle uygulanabildiğini vurgulayan Avtan, Türkiye’nin bu hususta deneyim sahibi olduğunu söyledi.
Karın içerisinde kapalı olarak kamerayla dokunulmayan organ kalmadığına dikkati çeken Avtan, “Karaciğer vericisi bir aday karaciğerinin bir kısmını gereksinimi olan birisine verecek. Bunu kapalı olarak yapıyoruz, çok küçük bir kesiden torba içinde alınıyor. Hasta çok çabuk ayağa kalkıyor. Ayrıyeten kalın bağırsak, ince bağırsak, mide ameliyatları, dalak, böbrek üstü ameliyatları, sindirim sisteminin tüm organlarına bu uygulamayla dokunabiliyoruz.” biçiminde konuştu.