Sağlık Bakanlığı Korona Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) ait, “Türkiye’de bir salgın yok. Tek bir olayın olması Türkiye’de salgının başladığı manasına gelmiyor. Bu hadise da ithal hadisedir.” dedi.
Akciğer Sıhhati ve Ağır Bakım Derneği (ASYOD) tarafından Antalya’nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi’nde düzenlenen Ulusal Akciğer Sıhhati Kongresi 2020, başladı. Prof. Dr. Tevfik Özlü, düzenlediği basın toplantısında, kongreye katılan 1300 civarındaki göğüs hastalıkları uzmanı ve asistanına, koronavirüsle ilgili son bilgileri verdiklerini söyledi.
“VAKALARIN YÜZDE 80’İ HAFİF FORMDA ATLATIYOR”
Küresel salgın olan koronavirüsün yeni bir hastalık olduğu için dünyanın hazırlıksız yakalandığına dikkati çeken Özlü, salgının nasıl seyredeceğinin bilinmediğini aktardı. Süreci yakından takip ettiklerini belirten Özlü, “Gelen bilgiler ümit verici. Koronaya ait paniğin, endişenin çok da gerçekçi olmadığını gösteriyor. Yayınlanan hadiselere baktığımızda hastaların yüzde 80’den fazlası hastalığı hafif halde atlatıyor. Bunlar tedavi bile gerektirmeden istirahat ederek düzgünleşiyor. Yüzde 20’si hastanede tedavi görüyor. Bunların da çoğunluğu düzgünleşiyor.” diye konuştu.
Özlü, virüsün ilacının olmamasının tedavi edilemediği manasına gelmediğinin altını çizdi.
“UMUTSUZ OLMAYA GEREK YOK”
Dünya genelinde hastanede tedavi görmüş ve şifasına kavuşarak taburcu edilen 70 bine yakın insan olduğunu vurgulayan Özlü, şöyle devam etti:”Umutsuz olmaya gerek yok. Hastalığa yakalanan yüz şahıstan 2’si hayatını kaybediyor. Ölen hadiselerin da çoğunluğu 80 yaş üzeri hastalar. 50 yaş üzerinde olup diyabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği üzere hastalarda vefat oranları artıyor. 50 yaşın altında mevt oranları binde 2 civarında. 10 yaşın altında hiç mevt yok. Çocuklar, gençler bu hususta daha dirençli. Okullara giden çocuklar ve gençler açısından risk düşük. Türkiye’de bir salgın yok. Tek bir hadisenin olması Türkiye’de salgının başladığı manasına gelmiyor. Bu olay da ithal hadisedir. Yurt dışıyla teması olan bireyde çıkmıştır. Kendi içimizde virüsün hür dolaştığına dair elimizde bilgi yok. Müşahedelerimiz de bu istikamette. Geçen yıla nazaran hastaneye olağan grip sebebiyle gelenlerin sayısında, hastanenin ağır bakım bölgelerinde bir olağandışı artış da yok. Türk toplumunda bu türlü bir salgının başladığına dair pratik bir müşahede yok. İnşallah olmaz lakin olabilir de.”
“SALGINLA NASIL BAŞ EDEBİLECEĞİMİZİ BİLİYORUZ”
Her şeye hazırlıklı olan Türkiye’nin bu süreci yeterli yönettiğine işaret eden Özlü, “Sağlık Bakanlığının oluşturduğu bilim konseyinde daima gelişmeler takip edildi. Alınan önlemler yanlışsız vakitte alındı. Hastalığın Türkiye’ye girişi epey ötelendi. Vakit kazanmış olduk. Türkiye bu mühlet içerisinde bütün hazırlıklarını tamamladı. Bugün bu türlü bir salgınla nasıl baş edebileceğimizi biliyoruz. Bütün altyapı hazır. Teşhis tedavi rehberleri oluşturuldu. Algoritmalar oluşturuldu.” tabirlerini kullandı.
“TOPLUMUN SÖYLENENLERE UYGUN DAVRANMASI GEREKİYOR”
Virüsün iki yolla bulaştığını belirten Özlü, şunları kaydetti:”Virüs direkt ve dolaylı taraftan bulaşıyor. Başlarda hala soru işaretleri var. Net söz etmek istiyorum. Hastalıkla başa çıkmak çok kolay. Kolay ancak tesirli önlemler var. Bunları yaparsak sorunu çözebiliriz. Bu salgın yalnızca bakanlık önlemleriyle engellenmez, toplumun söylenenlere uygun davranması gerekiyor. Hasta kişi hapşırırken, öksürürken yaş damlacıklar saçar. Bunlar 1,5 metreye kadar bulaştırıcıdır. Hasta bireyle ortadaki arayı korursanız sizi enfekte etmez. Kalabalıklara girmeyeceğiz. Bir metreden daha yakın olabileceğimiz, arayı koruyamayacağımız kalabalıklara girmeyeceğiz. Bu arayı koruyamayacağımız kalabalıklara girmek zorundaysak maske takacağız. Onun dışında maske gereksiz, yararsız. Kolay maskeler kâfi. Maskeyi teşhisin konduğu hastalara bakım hizmeti veren şahısların eşi, ailesi ile sıhhat çalışanları takmalıdır.”
Özlü, herkesin dokunduğu yüzeye dokunuluyorsa ellerin su ve sabunla yıkanması gerektiğini lisana getirdi.
Kaynak: AA
