Dünyada olduğu üzere ülkemizde de adeta salgın haline gelen kronik böbrek hastalığı, sıhhati çok önemli tehdit ediyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Kolu Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, günümüzde sıhhatsiz ömür alışkanlıklarının da tehlikeyi artırdığını vurguluyor.
Dünyada her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişi kronik böbrek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor. Üstelik gün geçtikçe artış gösteren bu önemli hastalık, ülkemizde de yaklaşık her 7 erişkinden birinde görülür hale geldi. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Kısmı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, böbrek hastalığının bilhassa diyabet hastaları ve yüksek tansiyonu olanlarda çok daha süratli geliştiğini belirtirken; günümüzde sıhhatsiz ömür alışkanlıklarından az su tüketimine, çok kilodan sık ağrı kesici ilaç ve sigara kullanımına, kalp ve damar hastalıklarından kan yağlarında yüksekliğe dek bir çok etkenin de değerli riskler ortasında yer aldığını söylüyor. Türk Nefroloji Derneği Böbrek Kayıt Sistemi’nin bilgilerine nazaran, Türkiye’de diyalize yeni başlayan hastaların yaklaşık yüzde 38’inde böbrek yetmezliğinin nedeninin diyabet hastalığı, yüzde 27’sinde ise nedenin tansiyon yüksekliği olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ülkem Çakır, “Özellikle kronik böbrek hastalığı açısından yüksek risk altındaki bireylerin yani diyabet, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalığı yahut ailesinde böbrek hastalığı hikayesi bulunanlar ve yaşlıların bu tarama testlerini yılda en az bir defa olmak üzere sistemli olarak yaptırması büyük kıymet taşıyor” diyor.
BASİT TESTLERLE ÖĞRENMEK MÜMKÜN!
Kronik böbrek hastalığı için risk altında olanların, böbrek hastası olup olmadığını öğrenmek için kesinlikle vakit kaybetmeden doktora başvurması gerektiğini vurgulayan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, tabibin yaptıracağı iki kolay testin, böbrek hastası olup olmadığınızın büyük oranda belirlenmesini sağlayacağını söyleyerek şöyle konuştu: “Böbrekler hasarlandığı vakit idrarda protein kaçağı ortaya çıkıyor. Protein kaçağı açısından birkaç hafta ortayla yapılan iki testin müspet çıkması, kronik böbrek hastalığının bir belirtisi olabiliyor. Bu nedenle tam idrar tetkiki ve idrarda protein atılımının ölçülmesi değerli. Bir öteki test ise; serum kreatinin seviyesinin ölçülmesi ve böbrek süzme fonksiyonunu gösteren glomerüler filtrasyon suratının hesaplanması ki, düşük glomerüler filtrasyon suratı kıymetinin dakikada 60 ml’den düşük olması böbreklerinizin gerektiği kadar çalışmadığı manasına geliyor.”
SİNSİCE İLERLİYOR!
Böbrek yetmezliği sinsi ilerleyen bir hastalık olduğu için korunma tedbirleri son derece kıymet taşırken, bu nedenle farkındalık yaratmak maksadıyla her yıl Mart ayının ikinci perşembe günü Dünya Böbrek Günü olarak kutlanıyor. Böbrek hastalığının erken saptandığında önlenebildiğini ya da ilerlemesinin geciktirilebildiğini belirten Prof. Dr. Ülkem Çakır, buna rağmen erken tanısı konulamadığında sıklıkla son periyot böbrek yetmezliği evresinde kendini gösterebildiğini söylüyor. Dünya Böbrek Günü’nün bu yılki teması “Her Yerde Herkes İçin Böbrek Sıhhati – Tedbirden Tespite Kadar Herkes İçin Tedaviye Eşit Erişim Fırsatı” olarak belirlenirken, Prof. Dr. Ülkem Çakır “Böbrek yetmezliği değerli bir halk sıhhati sıkıntısıdır. Yüksek sakatlık ve mevt oranları ve makûs hayat kalitesi ile hasta sıhhatini, uygulanması gereken yüksek maliyetli diyaliz ve böbrek nakli tedavileri ile sıhhat bütçesini önemli bir halde tehdit etmektedir. Bu nedenle; toplumsal ve ekonomik yükü her geçen gün artan kronik böbrek hastalığının denetimini sağlamak için, toplumda hayat biçimi değişikliklerine yol açacak ve böbrek hastalığının önlenmesi ve tedavisine dayalı hastalık idaresi modelinin bir an evvel hayata geçirilmesi gereklidir” diyor.
Kaynak: Bültenler