Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı, kişi özelinde uygulanabilen tedaviler ve immünoterapi ilaçları üzere seçeneklerin artmasıyla pek çok kanser tipinin tedavisinde umutlandıran sonuçlar elde edildiğini söyledi.
Uzmanlara nazaran kanser hücreleri, sağlıklı olunduğu vakitte bedenlerde ortaya çıkabiliyor. Kanser hücreleri genetik kodu (DNA) hasarlanmış hücreler olduğuna ve bu durumun denetimsiz çoğalmalarına neden olduğuna vurgu yapan uzmanlar, “bağışıklık sistemimiz ekseriyetle kanser hücrelerini arayıp bulmak ve yok etmek için gereğince güçlüdür, bu durum kanser hücrelerini sağlıklı hücrelerle bir istikrar içinde tutmaya çalışır ve kanser hücreleri bize ziyan vermezler” bilgisini paylaşırken Medicana Kadıköy Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı da artık kişi özelinde uygulanabilen tedaviler ve immünoterapi ilaçları üzere seçeneklerin artmasıyla pek çok kanser cinsinin tedavisinde umutlandıran sonuçlar elde edildiğini belirtti.
“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ KANSER HÜCRELERİ İLE NASIL SAVAŞIR?”
Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı, kanser hücrelerinin bedenin olağan hücrelerinden farklı yapılara sahip olduklarından, bağışıklık sistemi kanserli hücreleri tanıyabildiği takdirde onlarla tıpkı formda savaşacağını belirterek şunları söyledi: “Ancak, kanser hücreleri birçok vakit kendilerini “normal hücreler” üzere gösterebilme özelliklerine sahiptirler ve bu nedenle bağışıklık sistemi onları tehlikeli olarak tanımayabilir. Ayrıyeten kanser hücreleri vakit içerisinde yapılarını değiştirebilme (mutasyon) özelliğine sahiptirler ve bu da bağışıklık sisteminden kaçışlarını kolaylaştırır. Doğal gelişen bağışıklık sistemi cevabı da kanser hücrelerinden büsbütün kurtulabilmek için kâfi olmayabilir”
Medicana Kadıköy Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı, “Bağışıklık isteminde yer alan birtakım farklı hücre tipleri, kanser hücrelerine karşı immün karşılığı ortaya çıkarmak üzere harekete geçerler” dedi ve ekledi: “Bunlar antijen sunan hücreler ve doğal öldürücü hücrelerdir. Kanser hücreleri yüzeylerinde kanser antijenleri denilen yapılar taşırlar, bunlar onların bağışıklık sistemi tarafından yabancı olarak algılanmasına neden olur. Antijen sunan hücreler kanser antijenleri üzere yabancı antijenleri aramak üzere bedenimizde dolaşmaktadırlar. Antijen sunan hücreler kanser hücrelerini bulduğu vakit ya yüzeyindeki antijenlere bağlanıp onları işaretlemek üzere antikor yaparlar ya da kanser antijenleri taşıyan hücrelere saldırır ve yok ederler. Birebir vakitte doğal öldürücü hücreleri toplayıp kanser hücreleri öldürmeye yardım ederler”
“İMMÜNO-ONKOLOJİK TEDAVİLER (İMMÜNOTERAPİ) NEDİR?”
İmmüno-onkojik tedaviler ile ilgili Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı şu bilgileri verdi:
“İmmüno-onkojik tedaviler, bedenin kendi bağışıklık sisteminin kansere karşı savaşmasını sağlayan ilaçlardan oluşur. Bu ilaçlar bağışıklık sistemimizi etkin hale getirip çalıştırarak, kanser hücrelerinin tanınıp yok edilebilmesini sağlamaktadırlar. İmmünoterapilerin öteki tedavilerden farkları ise bu tedaviler direkt olarak tümörün kendisini değil, bağışıklık sistemini maksat almaktadır. Bağışıklık sisteminin her insanın kendine mahsus kanser hücresi popülasyonunu seçici bir biçimde tanımasına ve ortadan kaldırmasına yol açarlar. Bağışıklık sisteminde uzun periyodik bir “hafıza” oluştururlar, bu nedenle vakit içinde kanserin daima denetimine ve bu yolla da uzun müddetli ve kalıcı tümör karşılıklarına ve sağkalım oluşmasına neden olurlar. Bu sene ABD’de iki immünoterapi ilacı, metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde sağladığı fayda sebebiyle ruhsat aldı. İmmüno-onkolojik tedaviler bağışıklık (immün) sistemini amaç aldığından immün-ilişkili sistemlere bağlı olan rastgele bir kanser çeşidi üzerinde tesirli olma potansiyeli vardır. İmmüno-onkolojik tedaviler immün cevap içerisinde farklı düzenekler üzerinde çalışarak bağışıklık sisteminin kanser hücrelerinden kurtulabilme yeteneğini onarmaktadırlar. Bunu farklı stratejiler kullanarak yapmaktadırlar. Bağışıklık sistemini uyarmak suretiyle yahut kanser hücrelerinin kendilerini bağışıklık sisteminden saklama yeteneğini bloke ederek”
İMMÜNO-ONKOLOJİK TEDAVİLERİN YAN TESİRLERİ NELERDİR?
İmmüno-onkolojik tedavilerin bağışıklık (immün) sistemi üzerinde tesirli oldukları ve tümör hücreleri üzerinde direkt tesirli olmadıkları için standart kanser tedavilerine benzeri yan tesirlere sahip olmadığına dikkat çeken Onkoloji Uzmanı Dr. Erkan Arpacı, “Örneğin kemoterapi ilaçları kanser hücrelerini öldürmekte tıpkı vakitte sağlıklı hücrelere de ziyan verebilmektedir, bu da bulantı, kusma, saç dökülmesi üzere semptomlara neden olabilmektedir. İmmüno-onkolojik tedavilerde bu yan tesirler mümkün değildir.
İmmüno-onkolojik tedavilerin yaygın görülen yan tesirleri: Döküntü, grip gibisi semptomlar, yorgunluk/bitkinlik, ateş. Daha az görülen yan tesirleri, ishal halinde kendini gösteren kalın barsak iltihabı, tiroid bezi yavaş çalışması, enfeksiyonla alakalı olmayan akciğer iltihaplanması üzere özetlenebilir” biçiminde konuştu.
ELİMİZDE HANGİ İMMÜNO-ONKOLOJİK TEDAVİLER MEVCUT?
Dr. Erkan Arpacı, “Bağışıklık sistemi ile kanser hücreleri ortasındaki etkileşimleri anlamamız son yıllarda yenilikçi bir kanser immünoterapisinin keşfi bağışıklık sistemi denetim noktaları durdurucuları ile sonuçlandı.” dedi ve şunları söyledi: “Bu durdurucular, bağışıklık sisteminin fren sistemlerini özgür bırakarak kanser hücrelerine saldırmalarını uyarmaktadır. Artık immünoterapiyle insan bedeninin tekrar tümöre saldırması sağlanabiliyor. Akciğer kanseri başta olmak üzere malign melanom, baş-boyun kanserleri, lenfoma, mesane kanseri, mide kanseri, rahim ağzı kanseri, kalın barsak kanseri, prostat ve rahim kanseri, böbrek kanseri kalın barsak kanseri, göğüs kanseri üzere pek çok kanser tipinde olumlu sonuçlar alınmaktadır.”
– İstanbul
