Babasıyla yan yana yataklarda ilik bekleyen Ebru’dan bağış daveti: “Belki sensin, bilemezsin”
Kanseri yendikten 6 gün sonra babasının hasta olduğunu öğrenince rahatsızlığı nükseden 18 yaşındaki Ebru için kan bağışı kampanyası düzenlendi
-Binlerce Bozdoğanlı Ebru ve babasına uygun iliğin bulunması için uzun kuyruklar oluşturdu
AYDIN – Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde, 16 yaşındayken Lösemiye (Kan kanserine) yakalanan Ebru Çelen, iki yıl süren tedavisinin akabinde hastalığı yendi lakin 6 gün sonra bu kere babası Yılmaz Çelen’in birebir hastalığa yakalandığını öğrenince hastalığı tekrar nüksetti. Babasıyla yan yana yataklarda ilik bekleyen Ebru, “Belki sensin, bilemezsin” kelamlarıyla bağışçılara seslendi.
16 yaşındayken kan kanserine yakalanan Ebru Çelen, iki yıl süren tedavisinin akabinde 2019 yılı Ocak ayı başında hastalığı yendi. Ebru’nun bu sevinci fazla uzun sürmedi. Hastalık bu sefer genç kızın 42 yaşındaki babası Yılmaz Çelen’i yakaladı. Güzelleştikten 6 gün sonra büyük bir şok yaşayan genç kız, tekrar birebir hastalığın pençesine düştü. Şanssız genç kız, babası ile tıpkı hastane odasında uygun ilik bulunmasını beklemeye başladı.
Ebru Çelen’in hasta olmadan evvel eğitim gördüğü ve tedavisi için eğitimine orta vermek zorunda kaldığı Bozdoğan Anadolu Lisesi’ndeki öğretmen ve arkadaşları Ebru ve babasını hayata tutundurabilmek için düğmeye bastı. Yapılan müracaatın Bozdoğan Kaymakamlığı tarafından kabul görmesinin akabinde okulda gün uzunluğu devam eden kan ve kök hücre bağışı kampanyası düzenlendi.
“Belki de o sensin”
Bir defa yenmeyi başardığı hastalığı tekrar nüksetince tedavi için eğitimine orta vermek zorunda kalan ve saçlarını kestiren 18 yaşındaki Ebru Çetin, hasta yatağından gözyaşları içerisinde kan bağışı daveti yaptı. Yalnızca Aydın değil, Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinden de uygun iliğin bulunabileceğini kaydeden Ebru, “18 ay boyunca kemoterapi ve ışın tedavisi gördüm. Çok güç günler geçirdim. Ağır geçen tedavimin akabinde, ailemin de vermiş olduğu moralle kanseri yendim. Hastalığım ikinci sefer tekrarladı ve şuan yine tedavi görüyorum. Hastalığımı yenmiştim lakin 12 gün sonra babamın hasta olduğunu öğrendim. Babamın hasta olduğunu duyunca dünyam başıma yıkıldı ve 5 ay sonra hastalık beni tekrar yakaladı. Şuan çok güç durumdayız, ikimiz de birebir odada ilik bekliyoruz. Baba kız olarak burada olmak bizi çok yıpratıyor. Bu süreçte yardım severlerden de bir şeyler bekliyoruz. Elinizden geldiği kadar Kızılay’a gidip 3 tüp kan verirseniz çok seviniriz. Bizim tek kurtuluş dermanımız ilik. Desteklerinizi bekliyoruz. İkimiz de hastayız. Yan yana yatıyoruz. Bir an evvel uygun iliğin bulunmasını diliyoruz. Lütfen gidip kan bağışı yapın. Bir umut yani; tahminen sensin, bilemezsin” dedi.
“Kızımla bir arada hayata tutunmak istiyoruz”
Yıllarca kızının güzelleşmesi için dua ettiği hastalığa bu kere kızıyla birlikte yakalanan 4 çocuk babası Yılmaz Çelen de, kızının 18 aylık tedavi sonrası Lösemiyi yendiğini söyledi. Şuan hastalıktan kurtulmak için kızıyla birlikte birebir odada tedavi görüyor olmanın kendisini çok üzdüğünü belirten Çelen, şöyle konuştu: “Kızım sıhhatine kavuşmuştu, 3 Ocak’ta tedavisi bitmişti. 9 Ocak’ta bende halsizlikle başlayan şikayetler ortaya çıktı. Benim de 6 gün sora kanser olduğum olduğu ortaya çıktı. Güzelleşince okuluna geri dönen kızım, benim hasta olduğumu duyunca şok geçirmiş. Benim hastalığımdan ötürü yaşadığı ıstırap nedeniyle 2 ay sonra pahaları düşmeye başladı. Artık ikimiz de ilik bekliyoruz. Artık ikimiz yan yana yatıp, birlikte ilik bekliyoruz. A, B yahut 0; kan kümesinin ne olması fark etmiyor. Tüm dünyadaki gönüllülerin bize ilik vermesini bekliyoruz. Baba olarak kızıla yan yana yatmak beni çok üzüyor. Ailecek çok üzgünüz, diyecek hiç bir şeyim yok. Bizi sevenlerden takviye bekliyoruz. Bir an evvel uygun iliği bulup, kızımla bir arada hayata tutunmak istiyoruz”
“Onlar 1 ben 1000 kez hasta oldum”
“Onlar bir kez hasta oldu, ben bin kere” diyerek yaşadığı acıyı söz eden anne Gülnergiz Çelen ise, “Onların ikisinin başında durmak, onların yaşadıkları acıyı görüp şahit olmak; beni onlardan fazla yıpratıyor. İkisinin de tam olarak sıhhatlerine kavuşabilmeleri için ailemizden değil de dışarıdan uygun ilik bulunmasını ümit ediyorum. Herkesten rica ediyorum, kızıma ve eşime yardım edin. Tahminen sizsiniz o. Eşim de, kızım da ilik bekliyor. Ne olur herkes bu sesimi duysun, sizlerden yardım bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Ebru’nun okulunda seferberlik yaşandı
Çelen ailesi, hastanede gelecek düzgün bir haberi beklerken; Ebru’nun Bozdoğan’daki okulunda ise seferberlik yaşandı. Başta öğretmen ve öğrenciler olmak üzere ilçe protokolü ve binlerce Bozdoğanlı, Ebru ve babasına uygun donörün bulunması için uzun kuyruklar oluşturdu.
Bağış kampanyasının yapıldığı okulun bahçesinde sevgi çemberi oluşturan öğrenciler, daima bir ağızdan “Seni çok seviyoruz, her şey senin için, kanımız sana feda olsun” diyerek Ebru’ya hasta yatağında moral oldu. Arkadaşları; Ebru’nun en kısa vakitte sıhhatine kavuşarak okula ve kendilerine geri geri dönerek, eskisi üzere hoş günleri birlikte yaşamayı dilek ettiklerini söyledi.
“Donör olmayı düşünmediğim için utanıyorum”
Kampanyaya öncülük eden isimlerden olan Ebru’nun Edebiyat Öğretmeni Sibel Türkan Metin, Ebru ve O’nun üzere ilik bekleyen hastalar için donör olmanın değerini şu sizlerle söz etti: “O bizim canımız, kanımız. Uzun ve yorucu bir süreci yaşıyor. İnanıyoruz ki donör, kök hücre yahut ilik neyse Ebru için onu biz bulacağız. Bugün bütün Bozdoğan halkı burada, hepimiz seferber olduk. Ulaşabildiğimiz bütün gönüllülere teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimiz ve biz hiç ümitsizliğe kapılmadan çalışmaya devam edeceğiz. Ebru ve O’nun üzere şifa bekleyen bütün beşerler için o donörü bulacağız. İnşallah o kök hücre bugün buradan çıkacak. 47 yaşındayım. Bugüne kadar donör olmayı düşünmediğim için eğitimci olarak utanıyorum. Bütün hassas vatandaşları vakit çok geç olmadan, can kayıpları yaşanmadan, yavrularımız elimizden kaymadan bağışçı olamaya davet ediyorum”
