Hacettepe Üniversitesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Kolu Lideri Prof. Dr. Figen Özgür, dudak ve damak yarığının önlenmesinde gebeliğin dördüncü ve on ikinci haftaları ortasında bilinçsizce ilaç, hatta vitamin kullanılmamasının kıymetli bir etken olduğunu bildirdi.
Antalya’da düzenlenen 6. Milletlerarası Dudak ve Damak Yarıkları Kongresi’ne katılan Özgür, AA muhabirine, dudak ve damak yarıklarının doğuştan gelen bir anomali olduğunu söyledi.
Kelam konusu hastalığın tekrarlayan cerrahi müdahaleler gerektirdiğini vurgulayan Özgür, geçen yılki bilgilere nazaran, Türkiye‘de 1 milyon 248 bin bebek doğduğunu, bunlardan 500’de birinin dudak damak yarığı ile dünyaya geldiğini lisana getirdi.
Kimi olayların tedavilerinin ömür uzunluğu sürebildiğine değinen Özgür, 80 milyonun üzerinde nüfusa sahip Türkiye’de 135 bin kişinin bu biçimde hayatını devam ettirdiğini bildirdi.
Gebeliğin 4. ve 12. haftaları ortasına dikkat
Dudak ve damak yarığının gebeliğin 20’nci haftasında belirlenebildiğine işaret eden Özgür, “Dudak ve damak yarığının önlenmesinde gebeliğin dördüncü ve on ikinci haftaları ortasında bilinçsiz vitamin ve ilaç kullanılmaması gerekli. Bu durumun önüne geçmek için de gebelikten evvel folik asit öneriyoruz. Annenin gerilimden uzak durması, beslenmesine dikkat etmesi ve enfeksiyon geçirmemesi de kıymetli bir faktör.” tabirlerini kullandı.
Dudak ve damak yarığı olan çocukların bilhassa okul çağında kimi sorunlarla karşılaşabildiklerini, yara izinin arkadaşları tarafından alay konusu olabildiğini anlatan Özgür, bu durumun çocuğun psikolojisini de olumsuz istikamette etkilediğine dikkati çekti.
Çocukların ilerleyen yaşlarda ergenliğin başlamasıyla depresif bir kişi olabildiklerini belirten Özgür, “Sivilceyi sorun eden bireylerin yara izini sorun etmemeleri mümkün değil. Bu periyotlarda aileler moral vererek yardımcı olmalı.” dedi.
Türkiye dudak damak yarığı tedavisinde çok iyi
Dudak Damak Yarıkları Derneği Eş Lideri Prof. Dr. Servet Doğan ise dudak damak yarığı hastalığının özel bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin bu alanda değerli bir yerde olduğunu aktaran Doğan, “Türkiye bilhassa ortodonti alanında Amerika ve Avrupa’nın gerisinde değil. Dudak ve damak yarığı hastalarımız evvelden tedavi için diğer ülkelere gitmek zorunda kalıyordu. Bugün bu durum büsbütün ortadan kalktı. Artık yurt içinde ve yurt dışında çok kıymetli bilimsel yayınlar paylaşıyoruz.” diye konuştu.
