Her 8 bayandan 1’i risk altında… “Meme kanserinde en değerli faktör erken teşhis”
İSTANBUL – Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından Göğüs Kanserinde farkındalık oluşturmak gayesiyle düzenlenen ‘Kontrolü Elden Bırakma’ aktifliği İstanbul’da gerçekleşti.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen aktiflikte göğüs kanseri tedavisi ve sonrasında beslenme teknikleri, göğüs kanserinde kendi kendine muayenenin erken teşhiste kıymeti ve mamogrofi mevzuları ele alındı. Alanında uzman bireylerin iştirak gösterdiği aktiflikte göğüs kanseri ile ilgili bilgiler verildi. Program kapsamında kanser hasta dernekleri de standlar açarak çeşitli aktiviteler ile aktiflikte yer aldı.
“Her 8 bayandan 1’i risk altında”
Aktiflikte konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Özlem Sönmez meme kanserinin en çok görülen kanser çeşidi olduğunu tabir ederek, “Meme kanserinde erken teşhis konusunda farkındalığı artırmak için buradayız. Göğüs kanseri erken teşhis konulduğunda yüzde 95’e kadar tedavi edilebilir, büsbütün hayatımızdan çıkarılabilir bir hastalıktır. Göğüs kanserinde erken teşhis çok kolaydır. Kendi kendine el ile muayene ile mümkündür. Göğüs kanseri bayanlarda, dünyada ve ülkemizde en sık görülen kanser cinsidir. Ömür boyunca her 8 bayandan 1’i göğüs kanseri ile karşı karşıya gelme riski altındadır. Münasebetiyle bu kadar sık görülebilme ihtimali olan bir hastalığı erken tanımamız çok önemlidir” dedi.
“Meme kanserinde en değerli faktör erken teşhis”
Göğüs kanserinde erken teşhisin kıymetinden bahseden Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Devrim Çabuk ise “Meme kanserinde en kıymetli faktör erken teşhistir. Göğüs kanserinde bayanlar genç yaşta elleriyle muayene yapabilirler, doktor denetiminde muayene olabilirler. Bayanların 40 yaşından sonra sistemli olarak mamografi yaptırarak denetim yaptırması gerekiyor. Hastalığı erken evrede yakalayıp tedavi olduğunuzda hastalığı büsbütün iyileştirebilirsiniz” tabirlerini kullandı.
“Meme kanserinin pek birçok önlenebilir”
Göğüs kanserinin yalnızca yüzde 10’unun genetik olduğunu söyleyen Çabuk, “Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik yatkınlık göğüs kanserinin değiştirilemeyen risk faktörleridir. Çevresel etmenler, alkol, sigara, obezite ise göğüs kanserinin değiştirilebilir risk faktörleridir. Alkol ve sigaradan uzak durmak, hava kirliliği için toplumsal tedbirler almak, paketli besinlerden uzak durmak, hareketli ve faal olmak kanser görülme sıklığını azaltacaktır. Ailede genetik geçişli kanser hikayesi varsa riskli bireylere genetik testler yapılarak, risk azaltıcı tedbirler alınabilir” diye konuştu.
“Hastalar moralini yüksek tutmalı”
Aktiflikte konuşan göğüs kanserini atlatmış Nükhet Kestekoğlu ise hastalıkla gayret ile ilgili bilgi vererek, “Kadınlar elle kendilerini ayda bir sefer muayene etmeleri gerekiyor. Yılda 1 kez mamografi çektirilip denetim edilmesi gerekiyor. Dışarıdan çok kolay bir süreç olarak gözüküyor. Fakat bu çok sıkıntı bir süreç. Bu süreçte hastaların morallerini yüksek tutmaları gerekiyor” kelamlarını tabir etti.
(MRT-ACÖ-E)
