ONKOLOG Prof. Dr. Mehmet Alakavuklar, kanserin artık diyabet, hipertansiyon üzere denetim altına alınabilecek kronik hastalıklar kümesine girmek üzere olduğunu söyledi.
İzmir Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Alakavuklar, kansere karşı uğraşta hayat usulü değişikliklerinin tesirine dikkat çekti. Kanserle uğraşta çok değerli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Prof. Dr. Alakavuklar, “Özellikle 2000’li yılların başından itibaren GENOM (insanın genetik kimlik kartı olan DNA haritasının çıkarılması) projesinin getirdikleriyle kanser hakkındaki bilgilerimiz artmakta, öteki yandan bu bilgilerin yansımasıyla yeni teşhis ve tedavi formülleri günlük hayatımıza girmektedir. Gelişen süreçte kansere yol açan nedenler daha âlâ tanınmakta ve kanserden korunma emeliyle yapabileceklerimiz daha belirginleşmektedir. Kansere karşı nasıl çaba edeceğimizi öğrenirken, bu mevzuda toplumsal ve kişisel gayretlerin önemli bir biçimde sonuç verdiğini de görmekteyiz. Bugün artık dünyada milyonlarca kişi kanseri yenmiş olarak yeni ömürlerine yol almaktadır. Kanser hastalığı artık diyabet, hipertansiyon üzere kronik hastalıklar olarak denetim altına alınabilecek hastalıklar kümesine girmek üzeredir. Bu hastalıklara karşı ferdî farkındalık gayretlerinin yanısıra ulusal ve milletlerarası seviyede önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Ülkelerin sıhhat siyasetlerinin yeni bilgiler ışığında tekrar düzenlenme yoluna gidilmektedir” diye konuştu.
RİSKLERDEN UZAK DURARAK KORUNMAK
Kanserin oluşma nedenleri içinde kalıtsallığın yaklaşık yüzde 10’luk bir oran oluşturduğunu tabir eden Prof. Dr. Alakavuklar, yüzde 90’lık temel etkenlere dikkat çekti. Alakavuklar, çevresel faktörlerin yanısıra, tütün, alkol kullanımının, enfeksiyon casuslarının, hareketsiz, sıhhatsiz beslenmeye dayalı hayat şekli üzere faktörlerin kansere yol açan nedenlerde yükü oluşturduğunu söyledi. Bu bilginin, kişi ve toplumları bu faktörlerden uzak durma ya da korunma ile bu etmenlere bağlı kanserlerin önlenebileceği gerçeğine götürdüğünü kaydeden Alakavuklar, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Yaşam stili; kanser ve diyabet, tansiyon yüksekliği üzere kronik hastalıklarda gerek nedensel olarak hastalığın ortaya çıkışında ve gerekse hastalığın geriletilmesinde ya da yine oluşmasının engellenmesinde değerli bir faktör olarak yer tutmaktadır. Nasıl yaşadığımız, nasıl beslendiğimiz, hangi ortamlarda nasıl çalıştığımız, gerilimimizi nasıl denetim ettiğimiz, nizamlı antrenman yapıp yapmadığımız, uykumuzun nizamlı olup olmadığı, kansere ve başka kronik hastalıklara yol açan nedenlerle, bedenimizin bağışıklık sistemimizin yaptığı çabayı etkilemektedir. Ömürde her kademede seçimler yapmaktayız. Bu seçimlerimizde yapacağımız akılcı tercihlerle, bir yandan hayat kalitemizi yükseltir, bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir, yalnız bedensel olarak değil, akıl ve ruh sıhhati açısından da daha iyi sağlıklı bir ömür biçimi sağlayabiliriz, kansere yakalanma riskini azaltabilir, hastalıkları denetim altına alabiliriz.”
– İzmir
