Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, “Türkiye’de, bilhassa Marmara Bölgesi‘nde göğüs kanserini daha erken yakalıyoruz zira toplumun entelektüel seviyesi yüksek, farkındalık daha fazla. Doğu Anadolu’da göğüs kanserini daha geç evrede yakalıyoruz.” dedi.
Cantürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekim ayının “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olduğuna değinerek, teşhis imkanlarına paralel, göğüs kanserinin erken teşhis edildiğini söyledi.
Kanser erken teşhis merkezleri ile öteki sıhhat kurumları aracılığıyla mamografi ve ultrasonografiyle göğüs kanserinin, şimdi elle hissedilemeyen kademede saptanarak erken teşhis konulduğu için müdahalenin daha küçük olduğunu anlatan Cantürk, “Meme kanserinden vefat oranları azalıyor. Erken tanıya imkan sağlayan görüntüleme ve teşhis tekniklerinin gelişmesi, farkındalık çalışmalarıyla bayanlarımızın göğüs kanserine karşı bilgilendirilmesi, göğüs kanserindeki sıklığın artmasının nedenleridir.” diye konuştu.
Cantürk, göğüs kanseri olayları artmasına karşın hastalıktan mevt oranının azaldığını lisana getirerek, “Meme kanseri, bayanlar için çok değerli bir hastalık lakin korkulacak bir hastalık olarak görülmesi yanlış. Erken teşhis konulduğunda göğüs kanseriyle baş edebilirsiniz.” tabirine yer verdi.
Göğüs kanserlerinin yüzde 10’unun ailesel geçişli, yüzde 90’ının da pek çok çevresel faktöre bağlı olduğuna işaret eden Cantürk, “Östrojen hormonu göğüs dokusunda oluşturduğu tahribata bağlı olarak göğüs kanseri oluşturur. Bu hormona ne kadar çok maruz kalırsanız o kadar çok riskiniz olur. Doğum yapan ve emziren bayanlarda östrojen hormonuna göğsün maruz kalma oranı azalıyor ancak tek başına bu da kollayıcıdır demek yanlış.” değerlendirmesinde bulundu.
Cantürk, beslenme alışkanlıklarının, hayvansal besinlerin bol tüketilmesinin, kolesterol içerikli besinlerin alınmasının östrojen hormonuna emsal hususların oluşmasına neden olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Alkol, sigara tüketimi üzere faktörler değerli. Beslenme alışkanlıkların denetim edilmesi ve hayvansal besinlerin daha az tüketilmesi gerekiyor. Kimi hastalar kliniğimize, ‘Annemde göğüs kanseri var, ben de olabilir miyim?’ paniğiyle geliyor. Ailede birden fazla bireyde ya da erkek bir akrabada göğüs kanseri yahut yumurtalık kanserinin görülmüş olması durumunda ailesel geçişten şüpheleniriz ki bu yüzde 10’unu oluşturur. Ailede bir bireyde göğüs kanseri görülmüş olması bayanlarımızın paniğe kapılmasına neden olmamalı. Alkol, sigara, hayvansal besin tüketimi, idman yapmama, obezite, diyabet üzere başka risk faktörleri, öteki hastalıklara olduğu üzere göğüs kanserine ve öbür kanserlere de yer hazırlayan faktörlerdir.”
“Kadınlarda farkındalık artıyor”
Cantürk, göğüs kanseri konusunda bayanlarda farkındalığın arttığına işaret ederek, “Diğer kanserlerle karşılaştırıldığında bayanlarda en sık görülen kanser göğüs kanseri. Kimi şarlatan tabirlere de kanmamak lazım. Hiçbir şey hastalığa, mevte deva değil. ‘Şunu yerseniz, şunu yaparsanız göğüs kanseri olmazsınız.’ formundaki kavramları çok dikkate almamalıyız.” diye konuştu.
Bayanların Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezlerine (KETEM) giderek tarama programlarına uymalarının göğüs kanserinin erken teşhis edilmesi açısından kıymetine değinen Cantürk, “Türkiye’de, bilhassa Marmara Bölgesi’nde göğüs kanserini daha erken yakalıyoruz zira toplumun entelektüel seviyesi yüksek, farkındalık daha fazla. Doğu Anadolu’da göğüs kanserini daha geç evrede yakalıyoruz. Marmara yahut Ege Bölgesi’nde bayanlar tabibe gitmekten imtina etmiyor ancak Doğu Anadolu’dakiler muayeneyi bir utanma vesilesi olarak görüyor. Eşleri müsaade vermiyor. Bunun üzere nedenlerden geç kalıyorlar.” tabirinde bulundu.
Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, hastanelerinde göğüs kanseriyle ilgili her türlü altyapının olduğunu vurgulayarak, hastalara her türlü dayanağı verdiklerini kelamlarına ekledi.
