NİĞDE Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Kısmı öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Demir, halk ortasında ‘sarı kız‘ ya da ‘et yiyen örümcek‘ olarak bilenen, hazirandan itibaren tabiatta ve yaşam alanlarında görülmeye başlanan ‘böğü’ isimli canlının zehirsiz olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Demir, dünya genelinde ‘deve örümceği’ (camel spider) olarak bilinen, Latince ismi ‘solifugae’ olan ve Türkçe’ye ‘böğü’ olarak geçen canlıların, tabiatta örümcekgiller sınıfında yer alan farklı küme olduğunu söyledi. Böğülerin örümcek, akrep ve keneler ile tıpkı kümede yer aldığını belirten Demir, halk ortasında ‘et yiyen örümcek’, ‘sarı ömer’ ve ‘sarı kız’ isimleriyle bilindiğini kaydetti. Prof. Dr. Demir, böğülerin, bilinenin bilakis zehirsiz olduğunu söyledi. Geceleri etkin olan böğülerin, tabiatta ekseriyetle kırsal alanlarda ve taşlık bölgelerde görülebileceğini belirten Demir, “‘Niğde bağları’ dediğimiz bölgelerde taşların ve kayaların alt kısımlarında gündüzleri saklanarak korunaklı bir halde gizlenirler, gece ise faal olurlar. Bunlar ‘nokturnal’ yani gece avlanan ve hareketli olan canlılardır. İnsanoğlu her alanda olduğu üzere barınma açısından da doğayı tahrip ederek kentleşme ismine bu canlıların ömür alanlarını işgal ettiğinden son vakitlerde bu canlılar ile sıkça karşılaşmaktadır. Aslında bu canlılar bizim ömür alanlarımıza yani konutlarımıza gelmiyorlar biz bu canlıların meskenlerine gidiyoruz daha doğrusu işgal ediyoruz. Bu canlılar, aslında insanlardan kaçan canlılardır” dedi.
‘ÖRÜMCEKLER ZEHİRLİ, BÖĞÜLER ZEHİRSİZDİR’
Prof. Dr. Demir, böğülerin, küçük böcekler ya da küçük kemirgenlerin ölüleriyle beslendiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu leşlerle beslenirken meyyit canlının bedeninde bulunan ve insan sıhhati için ziyanlı olan patojen mikroorganizmalar böğünün ağız bölgesine bulaşabilir. Daha sonra bu canlı bir formda insanoğlu ile karşılaştığında temas halinde insanı ısırabilir. Bunun nedeni ise beşerden korkmasıdır. Isırdığı anda da ağız bölgesinde bulunan daha evvel beslendiği leş hayvanlarındaki mikrop beşere bulaşabilir. Beşerde hastalığa neden olan mikrop, hayvandan kaynaklanan bir mikrop olmayıp, beslenmiş olduğu leş dediğimiz ölmüş hayvandan aldığı mikroptur. Onu beşere bulaştırır, beşerde da bir hastalık vuku bulmasının nedeni de budur. Örümcekler zehirlidir, böğüler ise zehirsiz bir hayvandır. Böğüler gece avlanırlar ve ışık bu hayvanı cezbeder, bu nedenle ışığın geldiği tarafa yönelir. Hayli ürkütücü bir imgeye sahip olan böğüler, yaklaşık 1 metreye yakın zıplayabildiği üzere birebir vakitte ses çıkarma özelliğine de sahiptir. Bu canlılarla şayet karşılaşmak istemiyorsak doğal avcıları olan kümes hayvanlarını bilhassa tavukları kullanabiliriz. Bunun dışında fiziki olarak da binaların etrafına asfalt beton üzere bu canlıların altına girip saklanamayacağı sert tabanların oluşturulması ve yaz aylarında bilhassa alçak katlarda oturulan meskenlerin pencere ve balkon kapılarına tel sineklikler yapılması gerekir. Bunu dışında kullanacağımız rastgele bir kimyasal ilaç sadece bu canlıyı değil, öbür canlıları da yok edecektir. Bu bir tahlil olmayıp bizler kimyasal çabaya karşıyız.”
– Niğde
