Sedef hastalığının bulaşıcı olmadığını ve tedavi edilebilir olduğunu vurgulamak için Türkiye Psoriasis Derneği ve Novartis iştirakinde yürütülen “Sedef Hastalığının Tedavisinde Hayat Var Projesi”nin tanıtımı gerçekleştirildi.
Türkiye Psoriasis Derneği Lideri Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, bayan ve erkeklerde eşit oranda görülen ve ailesinde hastalık hikayesi olanların olağan popülasyona nazaran daha fazla riske sahip olduğu sedef hastalığını, gerilim, ateşli hastalıklar, obezite ve sigara kullanımıyla tetiklenebildiğini anlattı.
Türkiye’de yaklaşık 1 milyon sedef hastası olduğunu kaydeden Gürer, teşhisin derideki lezyonların görünümüyle konulduğunun söyledi.
Psoriasis Derneği Üyesi Prof. Dr. Sibel Alper ise sedef hastalığının bulaşıcı olmadığını, tokalaşma, sarılma yahut gibisi deri temasıyla diğer şahıslara geçmediğini belirterek, “Lezyonlar deride görünür olduğunda hasta moral olarak olumsuz etkileniyor ve toplumsal izolasyon yaşıyor. Hastanın morali bozulduğunda içe kapanıyor. Bu hastalarımıza takviye olmalıyız.” diye konuştu.
Dernek Üyesi Prof. Dr. Emel Bülbül Lider da tedavi metoduyla ilgili şunları kaydetti:
“Tedaviyi planlarken hastalığın şiddeti göz önünde bulundurulur ve uygun tedaviye başlanır. Birinci evrede krem, merhem ve losyon üzere ilaçların direkt cilde uygulanmasıyla gerçekleştirilen tedaviler uygulanır. Hastalığın bu tedaviyle denetim altına alınamadığı durumlarda fototerapi uygulanabilir. Önümüzde çok seçenek var. Neyse ki bu seçeneklerin hepsi ülkemizde mevcut ve birçoğu da sıhhat ödemeleri kapsamında. Bu da hastalarımız için büyük avantaj.”
“Sedef Hastalığının Tedavisinde Hayat Var Projesi” görüntüsünde hastalığın tedavi edilebilir olduğuna vurgu yapılarak, insan vücutlarının oluşturduğu tomurcuklarla hastaların ümitleri açan çiçekler olarak görselleştirildi.
