Gündelik hayatın en büyük gerilim etkenlerinden biri de trafik. İster direksiyon başında olunsun, ister toplu taşıma araçlarında seyahat edilsin ağır ve gitmeyen trafik ruhsal ıstırapla birlikte fizikî sıkıntılara da sebep olabiliyor. Bu problemlerden biri de kalp krizi. Ekseriyetle haberlerde sıkça duyduğumuz “Direksiyon başında kalp krizi geçirerek kaza yaptı” haberlerinin de kaynağı olan bu sorun pek çok kişiyi yakından ilgilendiriyor.
TRAFİK GERİLİMİ KALP SURATINI ARTIRIYOR
Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları yüzde 94 insan kaynaklı olmaktadır. Trafik kazalarını tetikleyebilen ve bunu 30’a katlayan kalp krizinin en temel sebebi, gerilim, sıhhatsiz beslenme ve hareketsiz hayattır. Bunun yanında akmayan trafiğin içinde sıkışıp kalmak günlük yaşantıda şahısların fizikî ve ruhsal sıhhati açısından en büyük tehdit ögesini oluşturmaktadır. Son günlerde bilhassa trafikte yaşanan tartışmalar, toplu taşıma yerine araçların tercih edilmesiyle oluşan trafik yoğunluğu bireylerde büyük bir gerilime sebep olurken; kalp krizini de tetikleyebilmektedir.
Gerilim bir insanın savunma sistemidir. Bir insan sonlandığı vakit ya da başa çıkamayacağını düşündüğü bir durumla karşılaştığında beyin bedene birtakım sinyaller gönderir ve beden alarm durumuna geçer. Bu durumda şahısların nefes alış verişi hızlanır, beden ısısı yükselir, kalbi daha süratli çarpmaya başlayabilir. Lakin bu durumun abartılması, çok öfke durumu, sistemsiz ve sıhhatsiz bir hayatla birleştiğinde yalnızca ruhsal çöküntüye değil kalp krizi üzere durumlara neden olmaktadır. Araştırmalar, gerilimin kardiyovasküler hastalık ya da önemli bir koroner yahut serebral olay riskini artırdığını uzun müddettir göstermektedir.
AĞIR GERİLİM DAMARLARA ZİYAN VERİYOR
Uzun süren geçmeyen bir gerilim kanda adrenalin ve kortizon dediğimiz hormonu artırmaktadır. Bunlar damarların iç katmanına ziyan veren hormonlardır. Uzun süren gerilimlerde damarlar içindeki kanın akışkanlığını etkileyerek kalp ve damar hastalıklarının oluşumuna yatkınlık sağlamaktadır. Sigara içimi, hareketsiz bir hayat, sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları üzere faktörlerin hepsi kalbi ve damarları olumsuz etkilemektedir . Uzun vadeli gerilimlerde damarların ve kalbin gereğinden fazla kasılması nedeniyle ani kalp krizleri de meydana gelmektedir.
DİREKSİYON BAŞINDA BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Şahısların araç kullanırken ağır bir gerilim altına girmesi kaçınılmazdır. Lakin pek çok kişi bu gerilimi önemli bulmamakla birlikte kimi belirtileri de atlamaktadır. Araç kullanırken aşağıdaki durumları yaşayanların trafikten kendilerini çekmesi ve en yakın sıhhat kuruluşundan yardım alması gerekmektedir:
Göğüste baskı, doluluk hissi, göğsün eziliyormuş üzere hissedilmesi
Göğüs bölgesinde ağrı
Baş dönmesi
Mide bulantısı, idrar yapma isteği
Soğuk soğuk terlemek
Beden ısısının düşmesinin hissedilmesi
Bu belirtilere eşlik eden omuzlar, kollar, sırtın üst kısmı, dişler ya da çene ağrıları
Karın, mide ağrısı, reflüye benzeri belirtiler
Rastgele bir neden olmaksızın apansız dertli bir ruh halinin hakim olması
Kalbin çok süratli çarpması ya da sistemsiz kalp çarpıntısı, nefes darlığı.
Uçakta da yaşanabilir
Kimi bireylerin önemli manada uçak fobisi bulunmaktadır. Uçuş korkusu yaşayan insanların uçağa binmekte ısrarcı olmamaları hem kendi sıhhatleri hem de uçuş emniyeti açısından hayati ehemmiyet taşımaktadır. Trafikte yaşanabilen gerilimin çabucak hemen birebiri uçakta da yaşanabilmektedir. Bu gerilimin yanında düşme, yükseklik, türbülans korkusu bu gerilimi artırabilmektedir. Uçak seyahati kalp krizi riskini artırmaz fakat kalp hastalarına ya da risk altındaki şahıslara olumsuz tesirlerde bulunabilir. Seyahat öncesi uçağa yetişme telaşı, check-in kuyrukları, taşınan bagajlar, rötar, hava muhalefeti bireyler üzerinde bir gerilim oluşturur. Bu gerilime yükseklik korkusu, uçağın kalkışı ve ani yükselişi ile hava boşluklarındaki ani irtifa düşüşleri yolcular üzerinde büyük gerilim oluşturacaktır. Uçak ile seyahat korkusu da başka bir risk teşkil etmektedir. Yeni kalp krizi geçirenlerin, stent uygulananların, by-pass geçirenlerin, denetimsiz yüksek tansiyon ile ritm bozukluğu yaşayanların, bacak damarlarında pıhtı tespit edilenlerin büsbütün güzelleşmeden uçakla seyahat etmemeleri önerilmektedir.
KALP DENETİMİ KOŞUL
Bilhassa ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında) kalp hastalığından vefatlar olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan şahıslar, yaşları ne olursa olsun hayatları boyunca en az bir defa kalple alakalı bir check-up çalışması yaptırmalıdır. Bu tetkikler sonucu olağan sondaysa, 40 yaşına kadar emsal check-up tetkiklerinin 5 yılda bir yapılması, 40 yaşından sonra ise, kalp damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı olan bireylerde de check-up’ı yılda bir kere yaptırmaları önerilmektedir. Kalp- damar sorunu bulunmayanların uçak korkusu için ise ayrıyeten bir uzmandan yardım almaları, kendileri için hakikat bir karar olacaktır.
