“KOAH hastalarının 5’de 1’i hastalıklarının farkında”
“Çalışmalarda, Türkiye‘de yaklaşık 5 milyon KOAH’lı hasta olduğu gösterilmiş”
“Akciğer hastalıkları ile yoksulluk ortasında çok direkt bir bağ var”
İSTANBUL – Prof. Dr. Hasan Bayram, “Çalışmalarda, Türkiye’de yaklaşık 5 milyon KOAH’lı hasta olduğu gösterilmiş. Bunların lakin 5’de 1’i hastalıklarının farkındalar. Burada da önemli bir eğitim ve farkındalık oluşturma problemimiz var” dedi.
Türk Toraks Derneği Lideri Prof. Dr. Hasan Bayram, 25 Eylül Dünya Akciğer Günü nedeniyle akciğer hastalıkları hakkında kıymetli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Bayram, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’na dikkat çekerken, birçok kişinin KOAH olduğunun farkında olmadığını belirtti. Teneffüs yolu hastalıklarının nedenlerine değinen Prof. Dr. Bayram, tütün ve tütün eserlerine dikkat çekerken, hava kirliliğinin de büyük oranda tesirli olduğunu vurguladı. Ayrıyeten Prof. Dr. Bayram, akciğer hastalıkları ile yoksulluk ortasında direkt bir münasebet olduğunu kaydetti.
“Hastane yatışlarının yüzde 13’ünü teneffüs sistemi hastalıklarına bağlı yatışlar oluşturuyor”
Dünya Akciğer Günü’nün ehemmiyetine dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Bayram, “Bu yıl 3’üncü kere kutlanıyor. Maksat, teneffüs sistemi hastalıklarına dikkat çekmek. Teneffüs sistemi hastalıkları, dünyada değerli sıhhat yükünü oluşturuyor, değerli hastalık ve vefat nedeni. Ülkemizde de durum emsal. Hastane yatışlarının yüzde 13’ünü teneffüs sistemi hastalıklarına bağlı yatışlar oluşturuyor. Toplam ölümlere bakıldığında 11’ini teneffüs sistemine bağlı hastalıklar oluşturuyor. Bu alandaki farkındalığı arttırmak ve gerekli tedbirlerin alınması için 25 Eylül’ü Dünya Akciğer Günü olarak kutluyoruz” dedi.
“Çalışmalarda, Türkiye’de yaklaşık 5 milyon KOAH’lı hasta olduğu gösterilmiş”
Teneffüs yolları hastalıklarına değinen Prof. Dr. Bayram, “Solunum yolu hastalıkları başta nefes darlığı ile seyreden KOAH dediğimiz, halk ortasında kronik nefes darlığı ya da tıkayıcı nefes darlığı dediğimiz hastalık; Türkiye’de, dünyada değerli hastalık ve mevt nedeni olarak karşımıza çıkıyor. KOAH, dünya en çok görülen 3’üncü hastalık. Çalışmalarda, Türkiye’de yaklaşık 5 milyon KOAH’lı hasta olduğu gösterilmiş. Bunların fakat 5’de 1’i hastalıklarının farkındalar. Burada da önemli bir eğitim ve farkındalık oluşturma problemimiz var. Bunun dışında astım kıymetli bir sıhhat sorunu. Tüberkülozda (verem hastalığı) değerli muvaffakiyetler elde edilmiş olsa da hala önemli sıhhat sorunu. Zatürre, soğuk algınlığı ile giden hastalıklar önemli iş gücü kaybına yol açıyor. Akciğer kanseri, bütün kanserle içinde en öldürücü ve en çok vefata yol açan kanser türü” formunda konuştu.
“Tüm dünyanın hava kirliliği sorunu var”
Teneffüs yolu hastalıklarının nedenlerini açıklayan Prof. Dr. Bayram, “Genel olarak baktığımızda teneffüs yolu hastalıkları etraf ve hava kalitesi ile yakın alakalı. Dakikada 16-17 kere nefes alıp verdiğimizi düşünürsek; akciğerimiz ve teneffüs sistemi dış ortama hayli maruz kalmaktadır. Soluduğumuz havada ne varsa akciğerlere taşınmaktadır. Kimi vakit akciğerin en dış ünitelerine kadar hava keseciklerine ulaşabilmekte oradan da sirkülasyona girerek kana karışmakta ve öteki organlar da etkilenmekte. Münasebetiyle hava kirliliği çok değerli bir sorun. Maalesef dünyada kıymetli hava kirliliği sorunu var. Ülkemizde de istatistiklere bakıldığında, Dünya Sıhhat Örgütü’nün koyduğu hudut kıymeti değerlendirildiğinde, neredeyse havası pak ve sağlıklı kentimiz kalmamış. Hava kirliğinin nedeni, fosil yakıtlar dediğimiz; odun,petrol, kömür üzere yakıtların ağır kullanılmasıdır” diye konuştu.
“Tütün eserleriyle önemli çaba etmemiz gerekiyor”
Teneffüs yolları hastalıklarında tütün ve tütün eserlerine vurgu yapan Prof. Dr. Bayram, “Ülkemizin son yıllarda bu mevzuda yaptığı yasal düzenlemeleri dünyada örnek gösteriliyordu. Bir devir sahiden sigara içme oranında azalma kaydedilmişti. Kapalı alanlarda daha çok sigara içildiğini görüyoruz. Bildiğimiz sigara dışında elektronik sigara, ısıtılmış tütün dumanın da oluşan yanma eserleri ağır bir biçimde kullanılmaya başlamış durumda. Türkiye’de alınması, satılması yasa dışı olsa da görebiliyoruz. Nargile kafeler bir öteki sıkıntımız. Burada hakikaten bu eserlerle, önemli bir uğraş yapmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“Akciğer hastalıkları ile yoksulluk ortasında direkt bir bağ var”
Prof. Dr. Bayram, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle tüm dünyada bir öbür sorun ise sıhhate erişim. Yoksulluk önemli bir sorun. Akciğer hastalıkları ile yoksulluk ortasında çok direkt bir bağlantı var. Bilhassa çocukluk devrinde düzgün beslenmeyen çocuklarda, yetersiz protein alan çocuklarda akciğer gelişimi güzel olmamaktadır. Bu çocuklarda ileride akciğer hastalığı ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Astım, KOAH ve tüberküloz yakalanma mümkünlüğü artmaktadır. Çalışmalar, hava kirliliğinin ağır olduğu yerlerde çocuklarda akciğer gelişiminin daha olumsuz olduğunu göstermiş. Münasebetiyle çevresel faktörler, beslenememe, yoksulluk, ekonomik problemler akciğer sıhhati için önemli meseleler oluşturabiliyor”.
“Bu yılın teması; herkesin sıhhate erişiminin mümkün kılınması”
Bir öteki sorunun sıhhate ulaşabilmek olduğunu aktaran Prof. Dr. Bayram, “Dünya Sıhhat Teneffüs Dernekleri Federasyonu’nun bilhassa vurguladığı tema; herkesin sıhhate erişiminin mümkün kılınması. Yani herkes için sıhhat diyoruz, herkes için sağlıklı akciğerler diyoruz. Zira sıhhat hizmeti, sıhhat sistemi gitgide değerli olmaya başlayan bir hizmet. Artık görüyoruz ki dünyada bilhassa düşük gelirli insanların bütçelerinin kıymetli bir kısmını sıhhatle ilgili harcamalara ayırmak zorunda kalıyorlar. Bu da daha fazla fakirleşme, daha makûs beslenme ve daha fazla sıhhat sorunu manasına geliyor” sözlerini kullandı.
Teneffüs yolları hastalıklarının cinsiyete nazaran görülme durumunu kıymetlendiren Prof. Dr. Bayram, “Cinsiyetle aslında çok direkt bir bağı yok. Şunu söyleyebiliriz: Birtakım hastalıklarda yada öbür risk faktörlerine maruziyette bayanlar biraz daha hassaslar. Örneğin; sigara bayanların akciğerinde daha süratli bozulmaya yer açabiliyor. Duman, bir ekip risk faktörleri ve hava kirleticilerine karşı bayanlar biraz daha hassas. Ortaya hamilelik süreci girdiğinde bu hassasiyet daha çok artmakta. Lakin cinsiyetten çok sağlıklı beslenme, sağlıklı etraf, pak hava akciğer sıhhati için çok kıymetli. Akciğer hastalıkları için çok belirleyici” dedi.
