Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özlem Arıcan Özlük, kalp enfeksiyonunun beslenme bozukluğu bulunan hastalarda daha ağır seyrettiği ve ölümcül sonuçlara yol açabildiği ikazında bulundu.
Pek çok durumun, “endokardit” olarak tanımlanan kalp enfeksiyonuna yatkınlık meydana getirebildiğini belirten Özlük, “Özellikle böbrek yetersizliği hastaları, kalp kapaklarında sorun olan, kapak değişimi uygulanan ve kalp pili takılan hastalarda bu enfeksiyon daha sık görülüyor. Toplumumuzun da giderek yaşlanması ve beslenmesinin bozuk bir hale gelmesi nedeniyle hastalıkla biraz daha sık karşılaşmaktayız.” dedi.
Özlük, hastalığın tedavisinde beslenmenin çok değerli olduğunu tespit ettiklerini lisana getirdi.
“Bu enfeksiyon, tedavisi ve tanısı pek çok kanser hastalığından çok daha sıkıntı ve pek çok hastalıktan daha öldürücüdür. Maalesef görülme sıklığı ülkemizde giderek artmaktadır. Beslenmenin kıymeti burada da karşımıza çıkıyor zira hastanın beden direncini belirliyor. Bu hastalık nedeniyle hastalar 1,5 ay kadar hastanede yatıyor ama ne kadar uygun tedavi uygularsak uygulayalım, bilhassa kilodan bağımsız beslenme kriterleri bozuk olan hastalarımızın hastanede ölümlerinin daha fazla olduğunu tespit ettik. Bu, çok kolay ancak çok vurucudur.”
“Önemli olan, hastaneye gelmeden evvelki beslenmesi”
Doç. Dr. Özlem Arıcan Özlük, araştırmanın sonuçlarının, istikrarlı beslenmenin ehemmiyetini bir sefer daha ortaya koyduğunu vurguladı.
Kalp enfeksiyonu hastalarına ihtarlarda bulunan Özlük, “Maalesef ki hastalar bize geldiği anda beslenmeleri bozuksa tedaviyi kaldıramadıklarını, beslenmesi bozuk olanların daha fazla tedavi sorunları ve komplikasyonları yaşadığını, hatta öldüğünü görüyoruz. Biz elbette bu hastalarımızın tedavi ve sonrası takviyesini veriyoruz lakin burada aslında kıymetli olan, buraya gelen hastanın, gelmeden önceki beslenmesi.” tabirlerini kullandı.
Özlük, bilhassa böbrek hastalarının, kapak ve kalp pili üzere aygıt tedavisi yapılmış hastaların istikrarlı ve hakikat beslenmeye dikkat etmelerini, gerekirse uzman takviyesi almalarını önerdi.
Kapak hastaları, kalp pili takılan, böbrek yetersizliği ve diyaliz hastalarına, kendilerinde açıklanamayan, ısrarcı ve üç günü bulan ateşlerde kesinlikle evvel aile doktorlarına, daha sonra ilgili polikliniklere başvurmalarını da tavsiye eden Özlük, şunları kaydetti:
“Kalp enfeksiyonları hayli artmakta. Bunu her vakit bir kuşkuyla anlayabiliyoruz. Rastgele bir müdahale yapılacağı vakit, bilhassa kanamalı süreçlerde bu hastalarda gerekli tedbirlerin alınması uygun olacaktır. Bu hastaların genel olarak hayat tarzlarında tek taraflı bir beslenme değil, bilhassa hasta bireyin de diyetlerini yanlışsız biçimde düzenlemeleri gerekmektedir. Bu onların mikropla müsabakasını, karşılaşmışsa da tedavideki direncini belirliyor.”
