TÜRK Dermatoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, hijyen şartları sağlanmamış ‘merdiven altı’ tabir edilen hoşluk salonlarının uyuz hastalığının artmasına neden olduğunu söyledi. Çalıkoğlu, “Bu salonlardan çok sayıda mantar ve çeşitli virüs kapan hastalarımız olduğu üzere uyuz tanısı koyduğumuz ve bu yüzden klinikte tedavi uyguladığımız olaylarımız da gün geçtikçe artıyor” dedi.
Türk Dermatoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu, kaşıntılı deri hastalığı olan ‘uyuz’un soy yıllarda artış gösterdiğini söyledi. Uyuza sebep olan en büyük eksikliğin hijyen eksikliği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çalıkoğlu, uyuz parazitinin beşerden beşere birebir yatakta yatmak yahut ele ele tutuşmak üzere yakın temasla bulaşabileceğini belirtti. Uyuzun direkt temas olmadan giysiler yolu ile bulaşmasının az görüldüğünü tabir eden Prof. Dr. Çalıkoğlu “Gerekli denetimleri yapılmamış, hijyen-sağlık bilgisi olmayan hoşluk ve masaj salonlarının hastalığın bulaşmasındaki rolünü gösterebiliriz. Bu salonlardan çok sayıda mantar ve çeşitli virüs kapan hastalarımız olduğu üzere uyuz tanısı koyduğumuz ve bu yüzden klinikte tedavi uyguladığımız olaylarımız da gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle vatandaşlarımız hijyen konusunda güvenilmeyen bilhassa ‘merdiven altı’ diye tabir edilen bu salonlardan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
‘UYUZ BİLDİRİLMESİ MECBURÎ BİR HASTALIKTIR’Prof. Dr. Çalıkoğlu, uyuz hastalığının tedavisinin kişinin yaşına, bağışıklık sisteminin durumuna nazaran değişkenlik gösterdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Etkili bir tedavi için yalnızca hastanın değil bilhassa hastanın yakın temas ettiği tüm aile bireylerinin tedavisi kaidedir. Fakat hastalarımız, tedavide kullanılan banyo sonrası birtakım krem, losyon ve karışımları yalnızca kendi üzerinde kullanmayı tercih ettikleri için hastalığın güzelleşme sürecini öteliyor. Karışımların 3 gün üst üste uygulanması gerekiyor. Bu uygulamalardan sonra da giysilerin değiştirilmesi, yeni yahut kaynatılmış giysilerin giyilmesi, çarşafların değiştirilmesi de kıymet arz ediyor. Tüm krem ve karışımlar ile düzelmeyen hastalarda ise kimi hapların kullanılması gerekebiliyor. Tedavide gecikmeler hastalığın yeni insanlara bulaşmasını ve hastalık sıklığının daha da artmasını sağlayacaktır. Uyuz bildirilmesi zarurî bir hastalıktır. Bu hedefle, hasta insanların uygun tedavi edilmesi, hastaların yakınlarının da tedavi edilmesi, hastalığın sık görüldüğü bölgelerde taramalar yapılması gerekiyor. Ayrıyeten hastalığın aktif tedavisi için dirençli hastaların tedavisinde kullanılan birtakım hapların yurt dışından temininde yaşanan zorlukların da giderilmesini bekliyoruz.”
